15 Temmuz Darbe Girişimi'nin Kritik Anları

Türkiye'nin bağımsızlığına yönelik harekette bulunan Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ), aylar öncesinden hazırlıklarını tamamlamış olduğu darbe girişimi sırasında 'hesaba katmadığı' kimi gelişmeler gecenin ilerleyişini değiştirdi.

Darbe girişiminin 'kırılma anları' olarak tarihe geçen bu olayların başında, 15 Temmuz ihaneti için görevlendirilen bir binbaşının son dakikada fikir değiştirip Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanlığı'na gitmesi geliyor.

Kara Havacılık Komutanlığı'nda görevli olan helikopter pilotu Binbaşı O.K., darbe girişimine saatler kala MİT yetkililerine, FETÖ'nün 'Kara Havacılık Komutanlığı'ndan gece havalanacak helikopter ile Müsteşar Hakan Fidan'ı alacağını' ifade etti.

İHBARIN DARBE GİRİŞİMİNİN HABERCİSİ OLABİLECEĞİ DEĞERLENDİRİLDİ

FETÖ'cü askerlerin tasfiye edilmesi beklenen Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısı öncesinde verilen ihbarın, bir darbe girişiminin habercisi olabileceğini değerlendirmeye alan istihbarat yetkilileri, bu bilgiyi Genelkurmay Başkanlığı'na iletti. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar, MİT Başkanı Hakan Fidan ile görüşmesinin sonrasında, 'Türk hava sahasının askeri hava araçlarına kapatılması' emrini verdi.

Bu gelişme üzerine saat 03.00'da yapılacak darbe girişimini öne çeken darbeciler, söz konusu saate göre hazırlanan planlarda değişikliğe gitmek zorunluluğunda kaldı. Beklenmeyen bu durum karşısında panikleyen örgüt mensupları, darbe girişiminde kullanılacak birlikleri de planladıkları gibi komuta edemedi.

BAŞKAN ERDOĞAN'IN ÇAĞRISI

Darbe girişiminin seyrini değiştiren bir diğer kırılma anı da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, halkı 'meydanlara davet etmesi' oldu. O saate kadar darbeciler, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yurt dışına kaçtığını ya da yakalanarak açık denizde demirlenen gemide tutulduğu yalanına sarılarak psikolojik üstünlük kurma isteğindeydiler.

Fakat saatler 00.26'yı gösterdiğinde Cumhurbaşkanı Erdoğan, CNN Türk canlı yayınına bağlanarak, 'Milletimizi meydanlara davet ediyorum.' sözlerini kullandı. Erdoğan'ın çağrısı üzerine ellerinde bayraklar ile alanlara inen vatandaşlar, darbecilere karşı durarak demokrasiyi savundu.

GENELKURMAY BAŞKANI HULUSİ AKAR'IN DİRENİŞİ

Darbeci Örgüt, kendilerinden olmayan askerleri yanlarına çekebilmek için de girişimin emir komuta zinciri içinde gerçekleştiğini, 'Genelkurmay Başkanı Akar ve komuta heyetinin süreci yönettiğini' yaymaya başladı. Lakin Orgeneral Akar, başına dayatılan silaha rağmen darbecilere karşı gelmiş, girişimin bir an önce bitirilmesini temenni etmişti.

Bunun üzerine de darbeciler, Akar'ı derdest ederek Akıncı Üssü'nde alıkoydu. Akar'ın direnişi, darbenin emir komuta zinciri içinde yapıldığı yalanını çürüterek ihanetin başarılı olmasının önündeki engellerden de birisi oldu.

ÖMER HALİSDEMİR'İN BÜYÜK KAHRAMANLIĞI

O gece yaşanan ve darbe girişiminin seyrini değiştiren bir diğer önemli gelişme de Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) karargahında görevli Astsubay Ömer Halisdemir'in kahramanlığı idi. Darbeci Tuğgeneral Semih Terzi, ÖKK karargahını ele geçirme maksatlı tam teçhizatlı bordo bereli askerden oluşan iki timle Diyarbakır'dan Ankara'ya hareket etti. Bu gelişme üzerine de dönemin Özel Kuvvetler Komutanı Zekai Aksakal, Halisdemir'i arayarak, karargaha gelmesi halinde Terzi'yi etkisiz hale getirmesini kendisinden istedi.

Emir karşısında tereddüt etmeyen Halisdemir, bu görüşmeden kısa bir sürenin ardından Semih Terzi'yi ÖKK karargahına girmek üzereyken vurdu. Ömer Halisdemir ise Terzi'nin beraberindeki birtakım askerler tarafından şehit edildi. Darbecilerin moral ve motivasyonunu düşüren Terzi'nin ölüm haberi, o gecenin unutulmaz bir başka kırılma anı olarak tarihlere geçti.

TANKLARA ASKER ENGELİ: SİGORTALARI SÖKÜP, ANAHTARLARI SAKLADILAR

Darbecilerin planına göre Etimesgut Zırhlı Birlikler Eğitim ve Tümen Komutanlığı'na bağlı olan mühimmat yüklü yaklaşık 50 zırhlı araç, Ankara'nın önemli kavşak ve geçiş noktalarını tutacaktı. Böylece hem sokaklara çıkmak isteyen halkın direnci kırılacak hem de şehrin kontrolü kısa bir sürede sağlanacaktı. Darbe girişiminin başlaması ile eski tuğgeneral Ahmet Bican Kırker, karargahın komutasına el koydu ve mühimmat yüklü zırhlı araçların bir an önce tespit edilen noktalara ulaşması talimatını verdi.

Darbeci generalin kanunsuz emrine uymayan bir grup asker, tankların Ankara caddelerine çıkmasını engelleme maksadıyla araçların sigortalarını söktü, bazı askerler de anahtarları sakladı. Beklemediği bu durum neticesinde şaşkınlık yaşayan Kırker, ilerleyen saatler içerisinde darbe karşıtı askerlerce yakalanarak polise teslim edildi. Tankların darbe faaliyetinde kullanılmasının önüne bu biçimde geçilmesi, alanlarda takviye bekleyen darbecilerin kısa bir sürede teslim olmasını sağladı.

ANKARA'NIN KONTROLÜNÜ SAĞLAMAK İÇİN 500 KOMANDO GÖNDERECEKLERDİ

Darbeciler, peş peşe beklemedikleri birtakım gelişmeler karşısında alanda hakimiyet sağlamak için Denizli'de konuşlu 11. Komando Tugayı'ndan 500 komandoyu hava yolu ile Ankara'ya ulaştırmak istedi. Bunun üzerine de eski tugay komutanı Tuğgeneral Kamil Özhan Özbakır, Kayseri Erkilet Askeri Havaalanından gelecek iki kargo uçağıyla askerlerin Çardak Hava Meydan Komutanlığı'ndan Ankara'ya gitmeleri yönündeki emrini verdi.

Fakat Çardak Havaalanı'nın elektriklerinin kesilmesi, iş makinelerinin piste çekilmesi, havaalanındaki yakıtın boşaltılması gibi tedbirlerin yanı sıra halkın direnişi yardımıyla da askerleri almaya gelen kargo uçakları iniş yapamadı. Bu şekilde darbecilerin Ankara'nın kontrolünü sağlamak için komando sevk etme planı da hayallere karışmış oldu