Dünya ve Türkiye'yi kuraklık tehdidi altında, su kaynakları
açısından zor günler bekliyor. Kuraklıkla mücadele için ülkede ciddi adımlar
atılıyor. TBMM Genel Kurulunda, 5 parti grubunun ortak önergesiyle, küresel
iklim değişikliğinin etkilerinin en aza indirilmesi, kuraklıkla mücadele ve su
kaynaklarının verimli kullanılması için alınması gereken tedbirlerin
belirlenmesi amacıyla Meclis Araştırma Komisyonu kuruldu.
‘TÜRKİYE SON 50 YILIN
EN KURAK DÖNEMİNİ YAŞIYOR’
AK Parti, CHP, HDP, MHP ve İYİ Parti gruplarının,
birleştirilerek görüşülen Meclis araştırma önergeleri üzerinde İYİ Parti Grubu
adına söz alan Samsun Milletvekili Bedri Yaşar, son yılların en kurak dönemini
yaşayan Türkiye'de, son 50 yılda toplam 36 gölün kuruduğunu söyledi.
‘SU PLANLAMASI YAPILMALI’
Türkiye'de suyun yüzde 10'luk bölümünün içme ve kullanma
suyu olarak kullanılırken, yüzde 18'lik bölümünün sanayide, yüzde 60'ının ise
tarımsal sulamada kullanıldığını dile getiren Yaşar, vahşi sulama ve salma
sulamadan vazgeçilmesi, park ve bahçe sulamalarına düzenleme getirilmesini
istedi.
Yaşar, su planlaması yapılarak suyun yanlış kullanımının
önüne geçilmesini talep etti.
‘BOTANİK BAHÇELERE
ÖNEM GÖSTERİLMELİ’
MHP İzmir Milletvekili Hasan Kalyoncu, küresel iklim
değişikliğinin, ulusal güvenlik açısından ele alınması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin, küresel iklim değişikliğinin sonucu olarak
kurak bir iklime sahip olacağının tahmin edildiğine işaret eden Kalyoncu,
botanik bahçelerine ayrılan alanların çoğaltılması ve Ankara'daki botanik
bahçesine önem gösterilmesi gerektiğini kaydetti.
‘EKOLOJİK GÜVENLİK, İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ İLE
OLUMSUZ YÖNDE ETKİLENİYOR’
‘Tarım kentleri bir an önce hayata geçirilmeli.’ diyen
Kalyoncu, kırdan şehre göçün de bu şekilde önüne geçilebileceğini belirtti.
İklim değişikliğinin etkilerinin, insan güvenliği için
kritik eşikleri de beraberinde getirdiğine dikkati çeken Kalyoncu, ekolojik güvenliğin,
iklim değişikliğiyle olumsuz yönde etkilendiğini dile getirdi.
‘SU KAYNAKLARININ
KORUNMASI VE SÜRDÜRÜLEBİLİR OLMASI İÇİN BAKANLIK VE KURUMLARIN BİRLİKTE HAREKET
ETMESİ GEREKİYOR’
Kalyoncu, sorunu ekosistem merkezli incelemenin önemine
değinerek, yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımının kilit rol
oynayacağını söyledi.
Su kaynaklarının korunması ve sürdürülebilir şekilde
geleceğe aktarılmasını sağlayabilmek için birçok bakanlığın ve kurumun iş
birliği içinde çalışması gerektiğini vurgulayan Kalyoncu, ‘İklim değişikliği,
etkileri ve su yönetimi bakanlıkları da içine alacak şekilde, Cumhurbaşkanlığı
tarafından planlanması gereken sorunlarla dolu bir alandır.’ dedi.
‘İKLİM KRİZİ, TÜRKİYE
AÇISINDAN DERİNLEŞEN İNSAN HAKLARI VE KÜRESEL ADALETSİZLİK SORUNU’
HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu, su kaynakları,
kuraklık ve iklim değişikliğine ilişkin Araştırma Komisyonu kurulmasını önemli
bulduklarını belirtti.
Bu konuyu dış politikada bir koz, enerji alanında yeni rant
kapıları, geri dönüşüm sektöründe kar payı olarak görenler olabileceğini ifade
eden Kerestecioğlu, iklim krizinin, Türkiye açısından günbegün derinleşen bir
insan hakları ve küresel adaletsizlik sorunu olduğunu savundu.
Meclis çatısı altında yürütülmesi öngörülen çalışmaların
çerçevesini, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının İklim Değişikliği ile Mücadele
Toplantısı sonrası açıklanan bildirgeden anladıklarını anlatan Kerestecioğlu, ‘Sorunların
tespitinde gayet cesur davranılsa da kaynağının tespit edilemediğini ve çözüm
için değişmesi gerekenin, sorunu yaratanlar değil, sıradan yurttaşlar olarak
tanımlandığını görüyoruz.’ ifadesini kullandı.
Kerestecioğlu, Paris Anlaşması'nın neden imzalanmadığını,
Kanal İstanbul Projesi'nden neden vazgeçilmediğini sorarak, ‘Plastik çöp ithal
ederek, sıfır atık hedefine nasıl ulaşılacak? İmkansız.’ dedi.
‘KRİZ İÇİN ÖNCE
TERMİK SANTRAL TEKNOLOJİSİNE SON VERİLMELİ’
CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kahramanmaraş Milletvekili
Ali Öztunç, kurulacak araştırma komisyonuna ilişkin ‘Geç kalındı ama iyi ki
kuruluyor.’ dedi.
Paris Anlaşması'nın neden yürürlüğe konulmadığını soran
Öztunç, ‘İklim kriziyle mücadele ediyorsanız, önce kömürle çalışan termik
santraller teknolojisine son vermeniz gerekiyor.’ diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, ‘Onlara rağmen Kanal
İstanbul'u da yapacağız. İnadına yapacağız’ sözünü hatırlatan Öztunç, ’Milletle
inatlaşılmaz. Milletle inatlaşanlar, giderler. Siz de gidecekseniz.’
ifadelerini kullandı.
‘ÇAĞIN KRONİK
RAHATSIZLIĞI’
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem
Karaaslan, iklim değişikliğinin, ‘çağın kronik rahatsızlığı’ olduğunu
vurgulayarak, ‘Vücudumuz bir hastalıktan sonra nasıl yavaş yavaş iyileşiyorsa,
dünyamız da ancak güçlü ve sürekli bir tedaviyle yıllar süren bir mücadelenin
ardından eski sağlığına kavuşabilir.’ dedi.
İklim değişikliğiyle mücadelede kritik bir 10 yıla
girildiğine işaret eden Karaaslan, ‘Bugün karar alma mekanizmalarında bulunan
bizlerin, günü kurtaran değil, sahip olduğu tüm değerleri geleceğe taşıyan bir
anlayışla hareket etmek gibi bir sorumluluğu olduğunun da altını çizmek
istiyorum ’ vurgusunda bulundu.
‘TEMİZ ENERJİ İÇİN
BEN DE VARIM’
AK Parti olarak iktidara geldikleri ilk günden bu yana çok
boyutlu bir mücadele yürüttüklerini anımsatan Karaaslan, şöyle konuştu:
Bu sayede elektrik enerjisi kurulu gücümüz 18 yılda 3 kat
artarken kurulu güç içinde yenilenebilir enerjinin payını 4 katın üzerinde bir
artışla toplam kapasitenin yarısına ulaştırdık.’
CUMHURİYET TARİHİNİN
EN BÜYÜK MİLLİ AĞAÇLANDIRMA SEFERBERLİĞİ BAŞLADI
Dünya genelinde orman varlığı hızla azalırken Türkiye'nin,
orman varlığını artıran nadir ülkelerden olduğuna dikkati çeken Karaaslan,
2002'de 20,8 milyon hektar olan orman varlığını 2020’de 22,7 milyon hektara
yükselttiklerini belirtti. Cumhuriyet tarihinin en büyük milli ağaçlandırma
seferberliğini başlattıklarını ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın takdirleriyle Milli
Ağaçlandırma Günü ilan ettiklerini hatırlatan Karaaslan, ‘Aslında biz o gün,
geleceğe nefes sözü verdik ve 2023'e kadar 7 milyar fidanı da toprakla
buluşturmayı vadettik.’ dedi.
İstanbul'da bazı ilçelerde 1994 öncesi ‘çöp, çamur, çukur’
zihniyetinin hakim olduğunu üzülerek gördüklerini anlatan Karaaslan, ‘18 yıl
önce atıkları bir değer olarak görmek şöyle dursun, sorunlardan kaçarak,
sorumluluk almayarak, gerekeni yapmayarak vatandaşlarımızı çöp, çamur, çukurdan
ibaret şehirlerde yaşamaya mahkum edenlere 'Artık durun.' dedik.’ ifadesini
kullandı.
KOMİSYON 19 ÜYEDEN
OLUŞACAK
Karaaslan, kurulacak araştırma komisyonundaki çalışmalarla,
çevreyi merkeze alan, ulusal ve uluslararası camiada da çok önemli çalışmalara
imza atacak bir çalışma performansının ortaya koyulacağını vurguladı.
Komisyon, 19 üyeden oluşacak, gerektiğinde Ankara dışında da
görev yapabilecek.
TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, komisyonun
kurulmasına destek veren siyasi parti gruplarına teşekkür etti.
Görüşmelerin tamamlanmasının ardından Bilgiç, birleşimi 2
Mart Salı günü saat 15.00'te toplanmak üzere kapattı.