11.06.2021-08:13 (Son Güncelleme:05.05.2024-12:00)

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Müsilaj Toplantısı! Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akademisyenleri Kabul Etti

Marmara Denizi'nde görülen müsilaj meselesinin çözümü için YÖK tarafınca oluşturulmuş olan akademik heyetin katılımı ile Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Erdoğan, önderliğinde toplantı gerçekleşti.

Günlerdir gündem olan Marmara Denizi'nde görülen müsilaj (deniz salyası) meselesinin çözümü için Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafınca oluşturulmuş olan akademik heyeti Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kabul etti.

DENETİMLERE HIZ VERİLDİ

Marmara Denizi’ndeki gelişmeler mercek altına alınırken, karada da tüm atık su ve katı atık tesislerinde denetimlere hız verdiklerini de değinen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ‘’Yine birkaç gün önce bilim insanlarımızın, kurum temsilcilerimizin, sivil toplum kuruluşlarımızın ve belediye yetkililerinin katılımıyla geniş kapsamlı bir istişare toplantısı Kocaeli'nde düzenlendi. Marmara Denizi Koruma Eylem Planımızı da milletimizle paylaştık. Deniz temizliğine ilişkin genelgemizi de Marmara'daki illerimize gönderdik. Salı günü itibariyle birçok farklı bölgede karadan ve denizden temizlik çalışmalarına başlandı’’ ifadelerine yer verdi ve konuşmasına devam eden, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Yükseköğretim Kurulu öncülüğünde yapılacak katkıların da sorunun çözümü konusunda büyük bir rol oynamasına ve taşıdığına inandığını belirterek, Marmara Denizi’ne bela olmuş bu müsilaj meselesini ve denizlerdeki kirliliği ortadan kaldırmak için bilimin ve bilim insanlarının tavsiyelerinin kendilerine yol gösterici olacağını da konuşmasına ekledi.

SONUÇ BİLDİRGESİNDE KİRLİLİĞE YOL AÇAN SEBEPLER YER ALDI

YÖK tarafınca özenle oluşturulan akademik heyetin hazırlamış olduğu toplantının sonuç bildirgesinde, insan kaynaklı tehditlerin dağılımına ve yoğunluğuna insanlık tarihinde görülmemiş seviyelere ulaştığı ifade edilerek, ''Marmara Denizi'nin bir iç deniz olması, dar geçitli boğazlar ile diğer denizlerle bağlantısının kısıtlı olması, bölgedeki artan nüfus yoğunluğu, yeterli düzeyde arıtılmayan ve deşarjları kısmen kontrolsüz yürütülen evsel ve endüstriyel atıklara maruz kalması, deniz tarama ve boşaltma faaliyetleri ile kıyı dolgu alanlarına bağlı habitat kaybı, aşırı ve kontrolsüz avcılık ve iklim değişikliğine bağlı deniz suyu sıcaklıklarının artması gibi nedenlerle bu tek hücreli canlılar kendileri için değişen ortam koşullarına tepki göstermeye başlamış, normalden fazla veya hızlı şekilde hücre içi organik yapıdaki sıvılarını boşaltma yoluna gitmişlerdir'' ifadeleri kullanıldı.

ATIK SU BOŞALTIMLARI MARMARA'NIN KİRLETİCİ YÜKÜNÜ ARTTIRMAKTA'

Müsilajın, deniz dibine kadar inilmesi gerektiği ve orada yaşamakta olan canlıların yaşamını sınırlandırdığı ifade edildi, ''Marmara Denizi gibi yarı kapalı denizlerde sürekli olarak yapılan atık su boşaltımları kirletici yükünü arttırmakta ve bu durum aşırı üretime sebep olabilmektedir. Özellikle azot ve fosforca zengin besin elementi girdisi, durgun hava şartları ve sıcaklık artışıyla birlikte tek hücreli canlıların sayısını ve müsilaja yol açan hücre içi salgısını aşırı arttırmaktadır. Çeşitli kirleticilerle zengin müsilaj, deniz dibine inerek bentik fauna ve floranın yapısını bozmakta ve orada yaşayan canlıların yaşamını sınırlandırmaktadır. Oluşan müsilajlı kitle içerisinde ağır metallerin de birikebilme oranı oldukça yüksektir. Ayrıca Marmara Denizi alt sularının oksijence oldukça fakir olduğu düşünüldüğünde, organik maddece çok zengin bu malzemenin bakteriyel tüketim ile oksijenin daha da azalmasına neden olacağı bilinmektedir. Türkiye nüfusunun önemli bir bölümünün Marmara Denizi'nin etrafındaki büyük illerde yaşaması, endüstriyel faaliyetlerin önemli bir bölümünün bu bölgede bulunması, Karadeniz ülkelerinin deniz taşımacılığında Marmara Denizini kullanması, az da olsa turizm amaçlı kullanılması Marmara Denizinin sosyo-ekonomik önemini de arttırmaktadır. Çanakkale ve İstanbul Boğazları ile birlikte Türk Boğazlar Sistemi'ni (TBS) oluşturan Marmara Denizi'nde özellikle son yıllarda artan deniz trafiği ve İstanbul Boğazı üzerinden gelen Karadeniz kökenli kirleticiler bu baskıyı daha da arttırmaktadır.''

Yayınlanan bildirgenin devamın da ise son 10 senede Marmara Denizi'nin su sıcaklığının arttığı ifade edilerek, ''Diğer yandan, küresel ısınmanın etkisiyle özellikle son 10 yılda Marmara Denizi yüzey ve alt tabaka sularının sıcaklığı daha hızlı artmaktadır. Deniz canlılarının stres sonucu oluşturdukları müsilaj gibi aşırı doğa olaylarının küresel ısınma ile 1950'li yıllardan itibaren diğer denizlerde olduğu gibi Marmara Denizinde de giderek artan sıklıkla oluştuğu gözlenmektedir. Bu sorunların doğru anlaşılabilmesi için birçok farklı disiplinde uzman bilim insanının gerek gözlem gerekse öngörü kabiliyeti olan modellerle bu sorunlara yaklaşması gerekmektedir. Müsilaj gibi öngörülmesi zor problemler üzerine denizlerin oşinografisi (fizik, kimya, ekolojik dinamikler) doğru anlaşılmadan çözüm önerisi sunmak/geliştirmek mümkün değildir. Örneğin Marmara denizinde uzun süredir insan kaynaklı karasal girdilerden (besin tuzları, ağır metaller) ve iklim sebebi ile denizde sıcaklık artışı ve akıntı sistemlerinde değişimlerden dolayı oksijen azalması artarak sürmekte ve bununla birlikte biyoçeşitlilik kaybı da deniz ekosistemini savunmasız bırakmaktadır ve müsilaj, zararlı alg artışı, deniz anası istilası, toplu balık ölümleri gibi olayların yaşanması esasında kaçınılmaz olmuştur.'' ifadelerine yer verildi ve açıklama devam etti.

'MARMARA DENİZİ, DIŞ ETKENLERE KARŞI KORUMASIZ HALE GELMİŞTİR'

Marmara Denizi'nin ekolojik dayanıklılığını kaybettiği de belirtilen bildirgede ''Marmara Denizi'nde yapılacak faaliyetlerin tamamının planlanmasında deniz ekosisteminin sağlıklı olması birinci planda tutularak bütün paydaşların yararına olması gözetilmelidir. Marmara Denizi ekolojisi dayanıklılığını yitirmiştir ve dış etkenlere karşı korumasız bir hale gelmiştir. Müsilajın ötesinde Marmara Denizi'nde şu anda zararlı alg, deniz anası aşırı artışları, hidrogen sülfür oluşumu gibi riskler de bulunmaktadır. Dolayısıyla Marmara Denizi'nin sağlığına yönelik bütüncül yaklaşımlara benimsenmelidir'' denildi.

ACİL YAPILMASI GEREKENLER

Yayınlanan bildirgede, Marmara Denizi'nde oluşan müsilajı temizlemek için acil olarak; Marmara Denizi'nin tüm çevresinin belli bir plan dahilinde 'koruma bölgesi' olarak ilan edilmesi gerektiği ve Balıkçılık sektörünün yaşadığı güçlüklerin ivedilikle takip edilmesi gerektiği ve Boğazda yaşanabilecek kazalara karşı ise eylem planlarının oluşturulması, gemilerin dümen kilitlenmesi, pervane kırılması gibi sorunlar uluslararası gemicilik ticaretini etkileyebileceği de belirtildi. Atık suların arıtıldıktan sonra ise denize geri verilmemesi ve sulamada kullanılmasının sağlanması, karasal kökenli girdilerin, ileri biyolojik arıtımdan geçirildikten sonra da derin deşarj yapılması, müsilajın mekansal ve zamansal dağılımının tespit edilerek, Marmara kıyılarındaki hareketli platformlarla reaktif oksijen dozlamasının araştırılması, mevcut arıtma tesislerinin ileri arıtım teknolojileri ile entegrasyonu sağlanması ve konuya dair bir 'İzleme Komitesi'nin kurulması gerektiği belirtildi.

SONUÇ BİLDİRGESİ YAYINLANDI

Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde gerçekleşen toplantıda, müsilaj sorunu ve çözümü üzerine YÖK Başkanı Yekta Saraç ve uzman akademik heyet tarafından oluşturulan bilimsel değerlendirme raporu da Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a sunuldu.

YÖK tarafından tespit edilen ve özel oluşturulan uzman bilim insanlarının katılımı ile gerçekleşen toplantı, müsilaj sorununun çözümüne odaklı akademik çalışmaların değerlendirildiği toplantının sonuç bildirgesi de yayınlandı.

Yayınlanan bildirgenin devamın da ise alınacak diğer tedbirler şu şekilde sıralandı:

- Bu alanlar, proje çağrılarında öncelikli kapsamına alınmalıdır.

- 100/2000 YÖK Doktora Programlarında Denizcilik ve Su Çalışmaları alanlarının bursiyer sayıları arttırılmalıdır.

- Araştırmaların daha geniş olarak fonlanması temin edilmelidir.

- Araştırmalarda kullanılan gemilerin oldukça eski oluşu sebebiyle, Deniz Araştırmaları ile ilgili gemi ve alt yapıları desteklenmelidir.

- Marmara Denizi'ne özel çalıştaylar düzenlenmeli, akademisyen ve öğrencilerin düzenli bir araya gelmesine imkan verilmelidir.

- Hem sağlıklı bir Marmara'ya ulaşmak için yeni nesil akademisyenleri yetiştirmek, hem de mavi ekonomiye geçişi desteklemek için gereken profesyonel insan ihtiyacı, yüksek lisans, doktora post-doktora eğitimini destekleyici politikaların geliştirilmesi, ulusal ve uluslararası değişim programlarının öğrenci ve akademisyenlikte desteklenmesi yoluyla karşılanmalıdır

- Deniz Bilim yüksek lisans ve doktora eğitimi, farkındalık/topluma hizmet çalışmaları ve uluslar aşılamayı da içeren bütünleşik bir Deniz Bilim Yükseköğretim Stratejisi ile Türkiye denizlerinin sağlıklı, dayanıklı ve mavi ekonomik kalkınmayı da destekleyici bir işlevi olması sağlanmalıdır.

- Denizlerimizin korunması konusunda okullarda farkındalık çalışmaları ve vatandaşı bilgilendirme çalışmalarını yapan üniversitelerimizin sayıları arttırılmalıdır.

- Küresel ısınmanın önümüzdeki yıllarda daha fazla olacağı göz önüne alınarak model, tahminler ve senaryolara göre diğer bütün faaliyetler hakkında önlemler özel tedbirler alınmalıdır.

- Marmara'ya komşu belediyeler daha fazla sorumluluk üstlenmeli, özellikle arıtma ve atık konusunda yeni düzenlemeleri ve denetlemeleri devreye sokmalıdır.

DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr
SIRADAKİ VİDEOLAR

TÜBİTAK Başkanı Koronavirüs Aşısı ve İla...

Kurye Terörü! Sipariş Götürdüğü Binaya İ...

Kavun Çekirdeğinin Faydaları Neler?

Define Ararken Bulduğu Sandıktan Çıkanla...

Cinsel İçerikli Görüntüleri İnternete Sı...

Kırklareli'de Selim Dede Aşı Olurken Göz...

Gaziantep’te Namaz Sırasında Hırsızlık A...

Zeytinburnu'nda Karaya Oturan Yabancı Ge...

Şanlıurfa'da Genç Kızı Taciz Eden Adam T...

İzmir'deki Depremden Görüntüler

Uzmanlar Türkiye’de Yayılan Mutasyonlu V...

Hahamın Cenaze Törenine on Binlerce Kişi...

Osmaniye'de 18 Yaşındaki Mehmet'in Bayra...

Esenyurt'ta Polisin Dur İhtarını Uymayan...

Sakarya'da Küçük Çocuklar Uyuşturucu İçe...

Hollanda'da Kadın Eylemcinin Kafatasının...

Antalya'da Bir Balıkçı Avının Peşinden D...

Canan Kaftancıoğlu 'İBB'de Liyakat' Vide...

İnci Hemşirenin Sahiplendiği Pamuk En ya...

Manisa'da Şiddetli Yağış Su Baskınına Dö...

Adana'da Polis, Yeleğini Üşüyen Gence Ve...

Drift Yaptı! Sosyal Medyadan Paylaştı

Kurtların, Kangalı Telef Ettiği An

Hapishaneden Kaçan Mahkumları Böyle Yaka...

Palandöken'de Karın Keyfini Çıkardılar

Afrin'de Bombalı Terör Saldırısı

Kabine Pazartesi Toplanıyor

Tokyo'da Annesinin Ölü Bedenini On Yıl D...

Tahminler Tutarsa İstanbul'u Çetin Bir K...

Kumamla İyi Anlaşıyorum Dedi Vatandaş Te...