Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Corona ve Çocuklarımız
Semra Aydın
Corona ve Çocuklarımız
11.03.2020 Çarşamba 12:35

İngiliz akademisyen Noreena Hertz, 2015 yılında bir araştırma yapıyor. 1995-2002 yıllarında doğan ve 13-22 yaşlar arasındaki 2000 gençle çeşitli çalışmalar ve araştırmalar yapıyor. Sonuçta bu yaş grubu gençlerin, dünyanın farklı bölgelerinde farklı çevresel, kültürel ve eğitim ortamlarında büyümüş olsalar da hayata dair bazı ortak özelliklere sahip olduklarını tespit ediyor ve onlara K kuşağı ismini veriyor. Bu yazı sosyolojik bir analiz yazısı değildir ve konuyla ilgili ayrıntıya girmek istemiyorum ama Hertz’in K kuşağına dair bazı tepsilerini önemsiyor ve paylaşmak istiyorum.

Hertz’e göre bu kuşak, önceki kuşaklardan daha endişeli ancak “benzersiz olma” konusunda daha istekli. K kuşağı sadece teknolojiye olan aşırı bağlılığıyla değil, aynı zamanda durgunluğu ve var olan tehditlere karşı duyarlı davranışlarıyla da dikkat çekiyor. Yeni medya teknolojileriyle; ekonomik çöküş, işsizlik, terör, savaş ve göç gibi olumsuz koşullarla erken yaşlarda yüzleşen K kuşağı bireylerinin, fiziksel olarak etkilenmeseler bile psikolojik açıdan olumsuz etkilendikleri düşünülüyor. Yani teknoloji, çöküş ve tehlikeyle tanımlanan K kuşağı bireyleri aynı zamanda ‘Biz her şeyi yapabiliriz’ diyen önceki kuşağa göre, daha adaletsiz bir dünya içerisinde yaşadıklarını düşünüyorlar ve bu durum bu kuşağı biraz daha derin karamsar ediyor.

Ülkemizde kısa süre önce yaşadığımız deprem ve çığ felaketleri ile göç ve mülteciler konusu bizim kadar çocukların da gündeminde. Sosyal medya kanalları başta olmak üzere çocuklar felaket haberleri ile kontrolsüz bir şekilde karşılaşıyor ve her problem onları biraz daha kaygılı ve biraz daha umutsuz olmalarına neden olabiliyor.

Arno Gruen diyor ki; “bir sonu korkuyla yaşamak, korkuyu sonsuza kadar yaşamaktan daha iyidir” Yani, bir şeyden korkarak sürekli zihnimizi onunla meşgul ederek yaşamak, o korkuyla yüzleşmekten daha zor ve yorucudur. Corona virüsü küresel bir salgın. Ondan korkarak, panik davranışlarda bulunarak ne kendimize ne de sevdiklerimize fayda sağlayamayız. Tedbir alarak, önlemlerimizi artırarak kendimizi ve sevdiklerimizi koruyabileceğimiz bir kriz yaşadığımız…

Sosyal medya üzerinden gelen asılsız haberleri ve ses dosyalarını dikkate almak yerine, konuyu bilinçli bir şekilde ele almalıyız. Böylelikle çocuklarımızın hem beden sağlıklarını hem de ruh sağlıklarını koruyabiliriz.

Peki konuyu çocuklarımıza nasıl anlatacağız?

Depremde ve diğer felaketlerde olduğu gibi bu konuda da, konuyu çocukla konuşmaktan çekinmeyin. Çünkü sokakta daha sık yüz maskesi takmış insan görecekler ve neden olduğunu bilmediklerinde endişeleri artabilecektir. Çocuğunuzun anladığı dilden, anlama yaşına uygun kelimeler kullanarak olanı en uygun şekilde anlatmaktan çekinmeyin.

Çocuğunuza gereksiz ve ayrıntılı bilgi vermek yerine, temel bilgilendirmeyi yapıp daha çok sorularını cevaplamanız daha iyi olacaktır. Burada önemli olan net olmanız ve kendi kaygınız varsa bu kaygıyı ona yansıtmamak için özen göstermeniz.

Çocuğunuz okulda arkadaşlarından yalan yanlış bilgiler duymuş olabilir. Neler bildiğini, duyduklarının ona neler hissettirdiğini öğrenmeye çalışın. Ve sorularına mantıklı cevaplar verin. Bilginiz yeterli değilse konuyu iyice araştırarak bilgilenin. Bilgi verirken korkutucu olmamaya lütfen özen gösterin. Bunun için kendi kaygınızla başa çıkmaya çalışın. Kendi kaygınızı yönetemiyorsanız, lütfen destek alın. 

Unutmayın eviniz güvenli olduğu halde, karanlık olduğunda bütün çocuklar karanlıktan korkar. Çünkü onların olayları algılaması bizden çok farklı. Hele ki, yazının başında bahsettiğim K Nesli kavramını hatırlarsanız, bazı çocuklar sorunu biraz daha derinden hissedebilirler. Güven verici olmanız, tedbirler konusunda net ve açıklayıcı bilgiler vermeniz çok kıymetli.  Çocuğa güven verebilmeniz için, aldığınız güvenlik önlemlerini konuşabilirsiniz. Örneğin biz kızımla, normal zamanlardan biraz daha fazla sıklıkla ve uzun süreli ellerimizi yıkıyor, evin havalandırmasını yapıyoruz. Çantamızda limon kolonyası ve kullan at mendilleri var.

Çocukların rutini bozulmamasını tavsiye ederim. Örneğin ciddi bir risk teşkil etmiyorsa, okulunda ciddi hijyen problemi yoksa normal rutinine devam etmesini tavsiye ederim.

Şuan hepimizin ihtiyacı olan sağduyu ve sakinlik…

İrade ve basiret…

Panik yok, tedbir var.

Semra AYDIN AVŞAR/ Aile Danışmanı

Twitter: @semra1071