Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
GenetiÄŸi DeÄŸiÅŸtirilmiÅŸ Doktorlar (GDD)!
Prof. Dr. İsmail Hakkı Aydın
GenetiÄŸi DeÄŸiÅŸtirilmiÅŸ Doktorlar (GDD)!
19.05.2020 Salı 10:07
Daha önce yazdığım makalelerde, kitaplarda, verdiÄŸim konferanslarda ve televizyon programlarımda, sık sık moda tabirle genetiÄŸi deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ gıdalardan, hayvanlardan ve hatta insanlardan bahsetmiÅŸimdir. Ayrıca maalesef bazı cahil ilahiyatçı ve ÅŸöhret düÅŸkünü zavallı hocalar(!) tarafından, önce fıkhın ve hadislerin, daha sonra daKur’ân-ı Kerim’in ve dolayısıyla da Ä°slam Dini’nin genetiÄŸi ile oynanarak deÄŸiÅŸtirilmeye çalışıldığını (GenetiÄŸi DeÄŸiÅŸtirilmiÅŸ Din!) zaman zaman dile getirmiÅŸtim. Bu durum, maalesef nerede ise “ne kadar farklı inanan müslüman(!) varsa, o kadar farklı mezhep(!), farklı fetva(!)” fraksiyoner(!) tefrika garabetine ve zilletine varmak üzeredir.

Bu arada, AtatürkçülüÄŸün de genetiÄŸi ile oynanarak, temel prensiplerinden ve ideallerinden uzak, çok farklı ve çok tehlikeli bir mecraya çekilmeye çalışıldığını da ifade etmek istiyorum. Hem içeriden hem dışarıdan hain sosyal mühendislik planları ile milletimizin de milliyetçiliÄŸimizin de istiklalimizin de istikbalimizin de istikametimizin de devletimizin de dinimizin de inancımızın da genetiÄŸi ile oynanarak, emellerini gerçekleÅŸtirmek peÅŸinde olan sinsi ideolojilere karşı uyanık olmamız gerekmektedir.

Yakın bir zaman önce, ortak dostumuz Sevgili Mehmet Barlas’ın ifadesi ileUdi Prof. Dr. Ahmed Rasim Küçükusta KardeÅŸimin bir makalesinde mizahi ifade ile dile getirdiÄŸi “GenetiÄŸi DeÄŸiÅŸtirilmiÅŸ Doktorlar!” hususunu okuyunca, üzerinde durulması ve ehemmiyet arz ettiÄŸi inancı ile düÅŸüncelerimi paylaÅŸmak istedim.

Kanaatimce, yeterli derecede gerekli altyapı çalışmaları ve ihtiyaç planlaması yapılmadan çeÅŸitli mülahazalarla açılan çok sayıda üniversite ve tıp fakültesi: bir tuÅŸe ve enjeksiyon yapmadan, doÄŸum görmeden, dikiÅŸ atmadan, sonda takmadan, fizik muayeneyi uygulamalı olarak tam öÄŸrenmeden, kadavranın yanından geçmeden, hatta hiç hasta ile muhatap olmadan, hekimlik pratiÄŸinden ziyade TUS eksenli yetiÅŸtirilen ya da yetiÅŸen(!) doktorların(!), kâfi derecede denetlenemeyen ya da denetlenmeyen bazı temelsiz ve baraka mekteplerden(!) taşıma su(!)ilemezun edilmesi; hekimlerin topluma paragöz, açgözlü, art niyetli ve düÅŸman belletilmesi; saÄŸlık çalışanlarına ÅŸiddetin bırakın caydırıcı derecede cezalandırılmasını, nerede ise bazı medya kuruluÅŸlarınca teÅŸvik(!) edilmesi; performans denen muammanın, ucubenin(!) bir türlü rayına oturtulamaması; branÅŸlar arasındaki adaletin ve dengenin saÄŸlanamaması; mecburi hizmet ve stratejik personel gerekçeleri ile meslektaÅŸlarımızın maÄŸdur edilmesi, ailelerin parçalanması, çeÅŸitli bahanelerle bir anlamda doktorların zulme uÄŸratılmaları ve bütün bunlardan dolayı da meslektaÅŸlarımızın meslek aÅŸklarının ve sevgilerinin azalması, bezginlikleri, mahrumiyetleri, mahkûmiyetleri ve mahcubiyetleri yaÅŸam arzularını sekteye uÄŸratmakta, bu durum da hâliyle onların, giyimlerinden kuÅŸamlarına, davranışlarından hastalarla ilgilenmelerine, kendilerini yetiÅŸtirmelerinden, güncellemelerinden hayat felsefelerine ve yaÅŸam düzenlerine kadar etki etmekte ve karşımıza, akıl, irade ve muhakemeden ziyade laboratuvarlara ve teknolojiye mahkûm farklı bir hekim tipini, saçı sakalı birbirine karışmış, giyinmeyi, konuÅŸmayı, oturmayı-kalkmayı, gülmeyi ve neÅŸeyi bilmeyen, hayattan umudunu kesmiÅŸ, küskün, bezgin “GENETİĞİ DEĞİŞTÄ°RÄ°LMÄ°Åž DOKTOR (GDD)”tipini çıkarmaktadır.

Bu GDD’lerin günahını da bu hususlarda payı olan herkesin çekeceÄŸini ve maÄŸdurlarca yapılan teheccüdî beddualardan yüklü miktarda hissedar olacaklarını hatırlatmak istiyorum.

Bu aradayüksek lisans, doktora, doktor öÄŸretim görevlisi, doçent ve profesörlük aÅŸamaları konusundaki deÄŸiÅŸiklikler ve yabancı dil sınavlarındaki baÅŸarı puanının 55 “elli beÅŸ” gibi ÅŸaka(!) sayılabilecek seviyelere çekilmesi, doçentlik aÅŸamasında, akıllara durgunluk veren, ÅŸeytanın bile aklına gelmeyen dalavere ve ÅŸaibelerin kol gezdiÄŸi makale(!) dünyasında, sınavın kaldırılması veya ihtiyari olması, pratik deÄŸerlendirmenin yapılmaması gibi zannımca çok yanlış bulduÄŸum düzenlemeler ile çok kritik ve problemli hasta deÄŸerlendirmeden ve tedavi planlamasından bihaber, çok üst seviyede önemli bir ameliyat yapmadan-yaptırmadan bu unvanların dağıtılması(!), korkarım üniversitelerin de tıp fakültelerinin de akademisyen ve bilim adamlarının da genetiklerinin deÄŸiÅŸmesine (GDÜ, GDF, GDA...) sebep olacaktır!

KiÅŸisel soytarılıklarla, Åžark kurnazlıkları ve ahbap çavuÅŸ iliÅŸkileri ile kendini “Hoca(!)” sanan sahtekârlar ise ne geni ne de kromozomu deÄŸiÅŸtirilenler sınıfına girmektedirler. Onlar, evlere ÅŸenlik ayrı bir malforme tür...

Ä°lgililerin ve yetkililerin, bu hususta bir kez daha dikkatlerinin çekilmesi temennisi ile henüz hiçbir yerde yayımlanmamış, dumanı üstünde çok yeni bir rubaimizi ve meraklıları(!) için de öz geçmiÅŸimizin biyografik linkini (http://www.biyografya.com/biyografi/10054), (http://www.biyografya.com/arama/search_type/search-bio/category/81/siralama/goruntulenme/) paylaÅŸarak makalemizi baÄŸlayalım.

BÄ°R DEMET GÜL DER GÖNÜL!

(Fâilâtün, Fâilâtün, Fâilâtün, Fâilün)

Sen baharsın, ben hazânım, gülÅŸen ister her gönül.

Böyle bir gülzâremeftûn bülbüle, gül, der gönül.

Bir çözümsüz sır içinde, geçmeden fânî ömür,

Gel bu sevdâ bahçesinden, bir demet gül der, gönül!