Üç günde bir maç yapsan da ne kadar yorgun olsan da içindeki
kazanma arzusu bütün olumsuzlukları ortadan kaldırıyor...İşte bu arzu
Beşiktaşlı tüm futbolcularda fazlasıyla var...Futbol üç neticeli bir oyun olsa
da istisnalar dışında yüreğini , hırsını , arzusunu ortaya koyan takım
kazanıyor...Takım olmanın en önemli
kısmını sahadaki tüm
futbolcuların yardımlaşması ve
kenetlenmesi oluşturuyor...Bu bölümü Beşiktaşlı futbolcular antrenmanlarda , maçlarda hatta
özel hayatlarında alabildiğince sergiliyor...Böyle
bir tablo da Beşiktaş'ın başarısının en önemli unsurunu oluşturuyor...
Futbolcuların sahada birbirlerine nasıl sahip çıktığını ,
nasıl kenetlendiğini görünce bugüne kadarki başarının tesadüf olmadığını da
görmüş oluyoruz...
Her maçta rakibi sürklase eden tempo , topla oynama ve
isabetli pas yüzdesinin yüksekliği de başarının
bir başka bölümü...
Türkiye'nin en karakterli hocalarından Ünal Karaman'a emanet
edilen Göztepe de Beşiktaş'ın bu temposuna ve yüzdesine dayanamadı!..
Bu arada maçın kazanılmasındaki en büyük etken Beşiktaş'ın
yedek kulübesiydi ...
Sıralarını bekleyen
kulübedeki tüm futbolcuların hazır ve formda oluşları maçın
kazanılmasının sihrini oluşturdu... Sergen Yalçın çoğu maçta olduğu gibi hem
iyi bir hoca , hem iyi bir ağabey hem de
iyi bir psikolog olduğunu herkese gösterdi...
Sergen hocanın maç sonundaki
" Adem Lajiç ve Gökhan Töre'yi yeni transferlerimiz
olarak görebiliriz " sözleri gerçekten çok önemli ve değerli...Kısacası
Beşiktaş'ın bu gidişi iyi bir gidiş...
Şimdilik bu kadar...
Hoşçakalın dostça kalın...