Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
İstihbarat Analizi Nedir, Nasıl Yapılır?
Hasan Mesut Önder
İstihbarat Analizi Nedir, Nasıl Yapılır?
24.07.2020 Cuma 11:32

İstihbarat analizi, ele alınan konu ile ilgili resmin bütününün anlaşılması için bilgi boşluklarının yorum ve varsayımlarla doldurulması şeklinde açıklanabilir. Bu boşluklar doldurulurken, analizcinin ele alınan konu hakkındaki uzmanlığı ve değişkenlere yönelik dikkati önemlidir. Örneğin, terör uzmanı bir analizci hedef terör örgütündeki olağandışı hareketliliği fark edebilmeli ve bu hareketliliğin neyin tezahürü olduğuna dair fikir geliştirebilmelidir. Böyle bir durumda analizci, oluşan semptomla ilgili ilk önce ön teşhis koyup, buna göre araştırma sürecini başlatır. Yani istihbarat analizi bir emarenin yakalanması ile başlar. Bu emare, Ege Denizi’nde sıra dışı askeri bir hareketlilik olabileceği gibi, hedef ülkenin karar vericilerinin basına verdiği demeçlerdeki bir cümle de olabilir. Ancak kamuoyunda, veri, haber ve istihbarat genellikle birbiri ile karıştırılmaktadır. Bunun nedeni, istihbaratın işlenmiş bilgi olduğunun genellikle göz ardı edilmeye eğilimli olunmasından kaynaklanmaktadır. Daha net anlaşılması için bu teknik ayrıntıyı şu şekilde açabiliriz; DAEŞ terör örgütünün, Türkiye’nin bir ilinde eylem yapabileceği duyumu üzerine harekete geçen analist, nerede, ne zaman, nasıl, kim ve neden sorularının cevabını vererek, veriyi haber haline dönüştürür. Bu soruların cevabını bulduktan sonra bile bu bilgi halen istihbarat niteliği taşımaz. Çünkü haberin istihbarata dönüşebilmesi için böyle bir eylemin DAEŞ terör örgütünün, hangi taktik ve stratejisinin parçası olduğu, örgütün Türkiye’yi hedef almasının nedenlerinin ne olduğu, Türkiye’yi hedef alan kadroların yapısı, orijini ve bu eylemin başka bir devletin yönlendirilmesi ile yapılıp yapılmadığı gibi soruların cevapları bulunduğunda, DAEŞ terör örgütünün Türkiye’nin illerinde eylem yapabileceği duyumu istihbarata dönüşmüş olur.

Doğru bir istihbarat raporunda bilgi boşluğu kalmamalıdır. Bilgi boşlukları ve belirsizlik, terör eylemlerini engellemekle görevli unsurların duyarsızlaşmasına neden olur. Türkiye’de gerçekleşen terör eylemleri incelendiğinde, güvenlik kurumlarının birbirini suçlamasının nedeninin bu olduğu görülecektir. Örneğin, MİT, bir bölgede terör eylemi yapılacağına dair istihbaratı paylaşmasına rağmen ilgili birimlerin yeterince önlem alamadıklarından şikayet ederken, kolluk güçleri ise gelen istihbaratın net olmadığından ve sürekli teyakkuz halinde olmanın personelin moral ve dikkati üzerinde olumsuz etkiler bıraktığından şikayet etmektedir. İki şikayetin de geçerli nedenleri olmakla birlikte, çalışma yöntemlerinde bir eksiklik olduğu göze çarpmaktadır. Bu eksikliğin temel nedeni, kurumlar arası koordinasyon eksikliği ve içeriği net olmayan ham verilerin paylaşılması olduğu söylenebilir.

Teröre yönelik istihbarat analizinde daha az değişken varken, ele alınan konu bir devlet olduğunda birçok değişken söz konusu olabilmektedir. Bu konuyu kamuoyunun dokuz yıldır odaklandığı Esad rejiminin nasıl devrilebileceği üzerine kurgularsak daha netleşecektir. Süreçten vazife çıkararak üretim yapan analist şu soruları sormalıdır:

Esad rejimin devrilmesinin Türkiye’ye sağlayacağı avantajlar ve dezavantajlar nelerdir? Riskler ve fırsatlar eşitse, rejimin içeriden dönüştürülmesinin, iktidar kümesinde işbirlikçi kadrolar yaratılıp iktidar halkasına yerleşmenin mümkün olup olmadığının cevabı aranır. Bu olası değilse, rejim sonrasının nasıl şekillenebileceği,  oluşacak güç boşluğunun hangi yerel, bölgesel ve küresel güçler tarafından doldurulmaya çalışılacağı, iktidar alternatifi olan aktörlerin imkan ve kapasitesinin ne olduğu ve Türkiye’nin ne kadarlık bir destekle bu sonucu elde edebileceği ülkenin ulusal güç kapasitesi dikkate alınarak planlanır. Bütün bu soruların cevabı bulunduktan sonra rejimin tasfiyesi kararlaştırılmışsa, hedef devlet aygıtının tüm bileşenleri ve bu bileşenlerin güç, imkân, kapasite ve bu potansiyeli kullanma niyet ve istekleri ortaya konulur. Ondan sonra rejimin ne şekilde devrileceği, bir saray darbesi ile mi, yoksa uzun soluklu bir yıpratma savaşıyla ordu güçlerinin bölünmesi sonucunda mı olacağı hesaplanır. Devleti yöneten hükümet ile hedef devlet aygıtının ne kadar iç içe geçtiği, rejimi devirmenin devleti de yok edip etmeyeceği dikkate alınmak zorundadır. Daha bir politika belirleme aşamasına gelmeden, onlarca soruya cevap verilmesi gerekir. Bu sorulara, hedef devletin silahlı güçlerinin teknik analizi, ülke ekonomisinin bir iç çatışma ortamına ne kadar dayanabileceği gibi sorular da eklenebilir. Bu soruların cevabını bulabilmeniz için bütün teknik ve insan kaynağınızı seferber etmeniz, bu çalışmanızı manipüle etmeye çalışan güçlere karşı koymanız ve yol kat etmek için sonuç vermeyen hipotezinizi sürekli yenilemeniz gerekir. Bütün bu faaliyetler, istihbarat üretiminin bilim mi sanat mı olduğu hususunu gündeme getirmektedir.

İstihbarat analizinin, bilim yönünün yanında sanat yanı da bulunmaktadır. Bilimdir, çünkü bilim disiplini içinde çalışmanız gerekir; sanattır, çünkü kurumsal hafıza ve mesleki formasyonun kazandırdığı özelliklerle olaylar ele alınır. Bütün bu süreçlerde bir ülke için en büyük güç, analitik düşünen analist ekibinin mekanizmayı doğru işletmesidir. Bütün bu soruların cevaplarının çok az kısmını teknik yöntemlerle bulabilirsiniz; ama Ali Memlük ve Muhammed Nasıf Hayırbek gibi isimleri elemanlaştırabilen ülkelerin sahada eli güçlü olur. Ki İran, Hayırbek üzerinden Suriye devlet sisteminin içine girdi. İstihbarat, barış zamanında hedef devletin içini oyma ve oraya yerleşme işidir. Barış zamanında uyumayanlar, savaş zamanında hedef devlet mekanizmasını kağıttan kaplana çevirebilir.