Politika
yapıcılar edepsizliği ahlaki bir güç olarak değil de siyasi bir zayıflık olarak
gördükleri sürece, söz konusu konuların çözülmesi neredeyse imkânsızlaşmaktadır.
Son yıllar içerisinde,
üç ABD Başkanı güney sınırında ki insani bir sorun ile karşı karşıya kaldılar. Obama 2014
yılında Orta Amerika'dan on binlerce çocuğun ebeveynleri olmadan sığınma
talebinde bulunmak için geldiğini söylemişti. Fakat beş yıl sonra, Donald
Trump yönetimi uzun süredir en sert sınır uygulamalarıyla, birçok aileyi ve
çocuğu zor duruma soktu. Biden göreve geldikten sonra bu konuyu çözüme
kavuşturacağını aktarmıştı. Ama geçen hafta yaptığı açıklamalar da bu problemin
biraz daha uzun süreceğini ve yeni bir inşa süresine gideceğini basın
mensuplarına açıkladı. ABD Başkanı da olsan hep vaat hep vaat icraata gelince
yeni bir süreçle karşı karşıyayız. Ekim ve Şubat ayları arasında, sınırda
yaklaşık dört yüz bin kişi yakalandı ve sınır dışı edildi. Bu rakam bir yıl
önceki, döneme göre neredeyse iki katına çıkmış durumda. Amerika'da gözaltında
on sekiz bin refakatsiz göçmen çocuk var, buna beş binden fazla kişi de dahil
olmak üzere, hükümet onları barındıracak yer bulmak için medya önünde çaba
gösteriyor. Fakat gerçekte ve bürokraside çaba göstermiyor. Donald Trump göçmen çocukları ebeveynlerinden
ayırırken ve iltica sisteminin içini boşaltırken sessiz kalan Cumhuriyetçiler
şimdi de Demokratları eleştirme yarışına girmişler. Adeta sistemi toplum önünde
kifayetsiz ve komik duruma düşürmek için yarış halindeler. İç Güvenlik Bakanı
Alejandro Mayorkas, ABD'nin 2021'in sonuna kadar son yirmi yılın herhangi bir
noktasında olduğundan daha fazla göçmenle karşılaşacağını öngörmüştü. "Bu
yeni bir şey değil," dedi. "Daha önce de göç dalgalanmaları yaşadık."
Ancak yeni olan şey, hızı; Şubat ayından beri her gün yaklaşık beş yüz elli
çocuk sınıra geliyor. Beyaz Saray basın brifinginde, Ulusal Güvenlik
Konseyi'nden Roberta Jacobson açıklamayı İspanyolca yaptı. Fakat ailelerin ve
çocukların çoğunun geldiği ülkeler olan Honduras ve Guatemala'daki insanlar
sınırda yaşananların bir insanlık suçu olduğunu basın mensuplarına aktarıyor.
ABD Başkanı Joe Biden göreve
geldiğinden beri ABD'nin göçmen politikasında belirgin bir değişiklik
yaşanmıyor aslında. Çocukları ailelerinden ayıran Trump'ı eleştiren Biden, hala
eski yönetimin olumsuz koşullara sahip göçmen merkezlerini kullanmaya devam
ediyor. Özellik küresel salgın kol gezerken merkezlerde sosyal mesafeye uymak,
temel temizlik gereksinimlerini yerine getirmek çok zor. Amerika'nın Hastalık
Kontrol ve Önleme Merkezleri yani ''CDC''
bu tesislerin yüzde 100 kapasite ile açılması kararını verdi. İnsan hakları
aktivistleri ise göçmen merkezinde temel insani ihtiyaçların ve yiyeceğe
erişiminin yeterli olmadığını net olarak ifade ediyor. Joe Biden’ın başkanlık
koltuğuna oturduğundan beri göçmen merkezine gazeteciler alınmıyor.
Bir gazeteci olarak merak ediyorum
ne gibi durumlar var ki gazeteciler alınmıyor. Çocukları ve göçmenleri temsil
eden avukatlar ise kampların sıkış tıkış olduğunu basın mensuplarını
aktarıyorlar. ABD hükümeti ise Orta Amerika'daki yaygın yoksulluk ve şiddeti
içeren sorunun temel nedenlerini ele almak için ve sosyolojik bir çalışma
hazırlamak için RAND yetkililerin Meksika ve Guatemala ile çalışmak istediğini
açıkladı. Dış politika da tüm dünyaya döndük mesajı verirken iç politika da
aşılamaz sorunlara doğru hızlı bir şekilde gitmektedirler saygıdeğer okurlar.
Biden yönetiminin sığınmacı politikası ile çelişen kareler ise tüm dünyada
tepkilere yol açıyor. Teksas'ta
çekilen karelerde yüzlerce mülteci çocuğun oldukça kötü şartlarda barınmak
durumunda kaldığı net bir şekilde gözükmektedir. ABD'nin Teksas eyaletinde
bulunan Donna'da yer alan, çocuk
mültecilere ev sahipliği yapan çadır kente ait görüntüler avukatlar ve çok ilginçtir
ki; Demokrat Parti Teksas kongre
üyesi Henry Cuellar tarafından
basına sızdırıldı. "Kriz" kelimesi bu koşullar için
abartısız bir kelimedir. Bölgesel ve steril tesisler kurmak biraz uzun süreceğe
benziyor. Trump,
sığınma sorununu sınırın güneyinde gizlemeye çalıştı. Biden onu tekrar ortaya
çıkarmak için bir bedel ödemesi gerekecek. Asıl soru, eleştirilere
dayanabilecek mi? Saygıdeğer okurlar; ABD’de müspet bir gelişme yok.