Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Rus İktidarı Avrupa’nın Kalbinde
Hasan Birgül
Rus İktidarı Avrupa’nın Kalbinde
14.02.2022 Pazartesi 09:52

NATO ile Rusya arasında Ukrayna konusundaki sıkıntılı anlaşmazlıkta, Rusya'nın davasına NATO'nun Ukrayna'nın egemenliğini savunmaya olduğundan çok daha fazla bağlı olduğu gün yüzüne çıkmıştır. ABD'nin bilerek tetiklediği sert bir diplomasi koridorundayız. Batı bu acı gerçeği ne kadar çabuk tanırsa, Ukraynalılar da dâhil olmak üzere herkes için o kadar iyi olacaktır. Önümüzde ki günler veya artık saatler, Ukrayna için daha fazla risk barındırmaktadır. Rusya sınır hattı boyunca ve Belarus’da asker yığını yaparken, barışçıl çözüm umutları günden güne azaltmakta, fakat işte tam bu durum ABD'nin elini güçlendireceği için pasif hattı oynuyor. Avrupa’yı ise tamamıyla endişe sarmış durumda. Onlarca yıldır ABD’li ve Rus liderler toprak, nüfus, silahlar ve küresel güç üzerinden uçurumun eşiğine kadar geldiler. Güç dengesi ve Avrupa Birliği bu sorunun üstesinden gelemez. Amerika Birleşik Devletleri liderliğindeki NATO, Putin'in talebini tüm ülkelerin kendi kaderlerine karar verme hakkına sahip olduğu gerekçesiyle reddediyor. Fakat Ukrayna’nın bağımsızlığını korumak göründüğü kadar kolay değil.


Rusya'nın Ukrayna'yı kontrol etmek için ödemeye istekli olduğu maliyet ile NATO ülkelerinin Rusya’dan korumak için ödemeye istekli olduğu maliyet arasında bir asimetri sorunu da var. Ukrayna sınırına yakın Rus askeri kuvvetlerinin hareketlenmesi yeni bir savaş korkusuna yol açtı. Ancak çatışma pek yeni değil ve Rusya'nın hedefleri de değil. Moskova merkezli hükümetler tarafından yüzyıllardır dolaylı olarak kontrol edilen veya doğrudan bastırılan Ukrayna, NATO'nun onu Kremlin'in 2014'te başlattığı gibi gelecekteki Rus saldırılarından korumasını istiyor. Fakat Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, NATO'nun Rusya'yı sınırlayan zaten beş NATO üyesiyle sınırı paylaşan daha fazla Doğu Avrupa ülkesine genişlemeyeceğine söz vermesini talep ediyor. Hatta öyle bir açıklama yaptı ki bugünler de Vladimir Putin NATO'nun ve Avrupa'nın dolaylı olarak Rusya'ya savaş açtığını söyledi. Sinirlenmişti Putin belli ABD ve AB vites yükseltirken Rus lider blöfe aldırış etmedi. Rusya'nın çok az müttefiki gözükebilir. Fakat NATO, birçoğu modernize edilmiş orduları olan dünyanın en zengin 30 ülkesinden oluşuyor. Bununla birlikte, son 200 yılda, Rusya, neredeyse her zaman güç ve saldırganlıkla küçük komşu ülkeleri Batı Avrupa ülkelerine karşı tehdit edebilecek bir tampon olarak kullanmayı hep başarmıştır. Saygıdeğer okurlar diplomasi bu kadar hızlı işlerken sakin kalmak önemli bir devlet erdemidir. Bakalım bunu bu sefer Rusya tam manasıyla başarabilecek mi? Putin resmen tehdit etti. Nükleer silahtan bahsetmeye ve etkisinin ne kadar güçlü olduğunu aktardı. Tamamen psikolojik harbin getirdiği süreci beraber izliyoruz. Putin bugünün jeopolitik manzarasını da aynı şekilde gözlemleyebiliriz. Sovyetler Birliği'nin çöküşünden bu yana Rusya'nın batı tamponunun Belarus’da indirgenmesinden endişe ediyor. Bu nedenle Ukrayna'yı Kremlin'in etki alanı içinde tutmak, Rusya'nın ulusal güvenliğini sağlama ve jeopolitik konumunu artırma stratejisi için kritik öneme sahip olduğunu düşünüyor. Putin bugünün jeopolitik manzarasını da aynı şekilde gözlemleyebiliriz. Sovyetler Birliği'nin çöküşünden bu yana Rusya'nın batı tamponunun Belarus’da indirgenmesinden endişe ediyor. Bu nedenle Ukrayna'yı Kremlin'in etki alanı içinde tutmak, Rusya'nın ulusal güvenliğini sağlama ve jeopolitik konumunu artırma stratejisi için kritik öneme sahip olduğunu düşünüyor.


Soğuk Savaş sırasında ABD, Güney Kore'nin bağımsızlığını korumak için pahalı bir savaşa kalkıştı. Daha sonra Güney Vietnam'ı özgür tutmak için daha pahalı bir savaş başlattı ve başarısız oldu. Tüm söylenenlere göre, Asya'daki bu iki savaş 20 yıl sürdü ve yaklaşık 1.2 trilyon dolara mal oldu ve 90.000'den fazla ABD askeri ölümüne neden oldu. ABD son zamanlarda bu önceki savaşlardan bazı dersleri yeniden öğrenmiş. Geçen yıl, 20 yıl siyasi düzen ya da işleyen bir ulusal ekonomi kuramadıktan sonra Afganistan'dan çekildi. Batılı personel ülkeyi terk etmeden önce bile Taliban tarafından geri alınmıştı. Afganistan Ukrayna'dan çok farklı olsa da, gerçek şu ki Amerikan halkının başka bir yabancı askeri kampanya için çabalamaya ve demokratlara destek verme niyeti yok gözüküyor. Bu gerçekler, yerli kamuoyu tarafından Batılı meslektaşlarının olduğu gibi kısıtlanmayan otoriter bir lider olan Putin tarafından iyi bilinmektedir. ABD ve müttefikleri, seçmenleri Ukrayna'yı savunmak için bir savaşın değerli olduğuna ikna etmekte zorlanacakken, Putin, Rus milliyetçiliğinin son yıllarda istikrarlı bir şekilde arttığı gerçeğinden faydalanabilir. Putin'in onay notları, Rusya'nın 2014'te Kırım'ı ilhak etmesinden sonra yükseldi. Bunu unutmayalım! Rus halkı Ukrayna'daki savaşa karşı ihtiyatlı görünüyor. Ancak Putin, Sovyet Büyük Kıtlığı gibi tarihi bölümlerden, büyük siyasi hedeflere ulaşmak için Rus nüfusuna önemli maliyetler getirmenin mümkün olduğunu biliyor ve risk alabilen bir lider. Bu gerçeği de göz ardı etmemek de fayda var. 2008 Yılına gelindiğinde Rusya GSYH’si ve askeri harcamaları toparlanmış, Fransa ve Almanya Ukrayna ve Gürcistan'ı NATO'ya katılmaya davet ederek Rusya'yı kışkırtma konusundaki çekincelerini dile getirmeye başlamışlardı. Bu durum onları ABD Başkanı George W. Bush'un yönetimiyle çelişkiye sokmuş ve NATO'nun Ukrayna'ya ''Bükreş Uzlaşması'' gibi gelecekteki üyeliğine dair belirsiz bir söz vermesi kararlaştırılmıştı. Birkaç ay sonra Rusya Gürcistan'ı işgal etti ve Batı çok az direniş gösterdi. Dahası, Putin için bu stratejik zafer, hepsi siyasi gücünü sağlamlaştırmaya yardımcı olan ekonomik bir patlama ile aynı zamana denk geldi. Putin'in bakış açısına göre NATO, Rusya'nın bunu önlemek için artık savaşmayacağını düşünürse, Ukrayna'yı er ya da geç ezecek gibi görünüyor. Fakat Rusya, Ukrayna'nın kontrolü için savaşacağını inandırıcı bir şekilde gösterirse, iki şeyden biri olabilir; Batı barış için müzakere edecek; ya da NATO'nun savaşmak için çok az iştahı olacak yeni bir savaş olacak. Her iki şekilde de, inandırıcı bir savaş tehdidinde Ukrayna Rusya'nın etki alanında tutmak Putin'in şansını ciddi anlamda arttıracaktır. Tarihsel olarak NATO'nun genişlemesinin en açık sözlü savunucusu olan ABD'nin durumu açık bir şekilde değerlendirmesi gerekiyor. Rusya savaşacak ve ABD de savaşacağını inandırıcı bir şekilde gösteremezse, Ukrayna Rus etkisinden kaçamayacak ve gerçekten bağımsız olamayacak. En kötü senaryoda, kararsız ve yarı yürekli olan ABD ve Batı, nihayetinde terk edecekleri ve Ukraynalıların insani ve ekonomik maliyetlerin ağırlığını taşıyacakları bir savaşa giriyorlar. Batı’da bazıları günümüzün sert gerçeklerini kabul ettiğine dair işaretler gösterirken, diğerleri Putin'le anlaşmaya varma isteğinin İngiltere Başbakanı Neville Chamberlain'in Nazi Almanya’sını Münih'te yatıştırmasına eşdeğer olacağını savunuyor. Bu yanlıştır. Bir savaşı önlemek, ABD ve müttefiklerinin tam bağımsızlık ideali olmasa da Ukrayna'nın refahını korumak için yapabilecekleri en iyi harekettir diye düşünüyorum.  AB ve NATO için şapkayı artık önlerine koyma zamanı Rus Ayısı ormanı sessizce dolandı teyakkuzda olun.