Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
İstifa Et Macron
Hasan Birgül
İstifa Et Macron
03.10.2020 Cumartesi 16:53

Macron iç ve dış politikada tam bir hayal kırıklığıdır. Avrupa için manevra kabiliyetinin daraldığını söyleyebiliriz. Diplomasi körlüğü tabiri de olabilir. Fransa Cumhurbaşkanı Manuel Macron için net söylüyorum kaybettin. İki yıl önce Fransa Cumhurbaşkanı seçildiğinde kendisi Batı medyası tarafından popülizme karşı "liberal düzenin kurtarıcısı" olarak tanıtılmışken, bugünkü teşebbüsleri hem uluslararası çevrelerce kabul edilmiyor hem de Fransız halkı tarafından şiddetle reddediliyor.

İç politika denklemine bakıldığında ise Macron, yıllar boyunca süre gelen kemer sıkma politikası ve neoliberal programın oluşturduğu toplumsal hazımsızlığı taşımak zorunda kaldı. Her ne kadar vergi politikaları Fransız zenginlerinin ekmeğine yağ sürsede. Fransız halkındaki mevcut adaletsizlik duygusunu tamamen Macron’un uyguladığı politikalara yüklemek doğru olur. Macron başka işi yokmuş gibi Türkiye’yi her anlamda hedef almış durumda bu durumda başarısız oldu. Kaybettin Macron...

Fransa’nın iç politikasında ciddi ekonomik sorunlar var. Demografik ve siyasi sorunları var. Ekonomik anlamda Almanya’nın gerisinde kaldılar, nüfusları yaşlanıyor, göçmenleri entegre edemiyorlar, öte yandan aşırı sağ yükseliyor. Fransızlar bu durumda ya kendilerini reform edip, teknoloji geliştirip, diğer küresel aktörlerle rekabete girecekler ki bunu başaramıyorlar, ya da dış politikada yeni nesil bir sömürgecilik anlayışı geliştirecekler. Bugünkü agresif Fransız dış politikasının temel nedeni, iç politikadaki başarısızlıkların üstünü örtmektir açıkçası. Kendi iç politikasında başarılı olamadı Macron ve sahte popülizm ile kitlelere seslenmeye çalışsa da başaramadı. Kaybettin Macron.

Sadece Doğu Akdeniz’de değil Yunanistan, Libya ve Suriye’de de Türkiye’yle ilgili konuların karşısında Macron’un kişisel özellikleri ve Türkiye hazımsızlığı da siyasete yön veriyor. Brexit sonrası Birleşmiş Milletler ’in daimî üyeleri arasındaki tek AB üyesi olarak Avrupa’nın dünyadaki temsilcisi olma, Almanya Başbakanı Angela Merkel’in gölgesinden kurtulup Avrupa’nın liderliğine soyunacağı gibi bir fotoğraf vermişti. Avrupa’da bile kaybetti. Çıkmaz bir labirentin içinde yaşıyor ve sürekli şikâyet ediyor. Küresel sistemde kendine pay arıyor ama imkânsız, Macron’un Rus, Çin, Türk, Alman ve Amerika liderleri arasında kendisine bir yer açmak istedi başaramadı. Merkel dinlemiyor, Trump azarlıyor, Putin umursamıyor. Çin zaten tepkisiz, Türkiye ise haddini bildiriyor ve diyor ki Kaybettin Küçük Napolyon. Fransa adeta bir PKK Terör Örgütü dostu ve Türk düşmanı diyebiliriz.

PKK’nın Avrupa’daki para kasası 2007’de Fransa’da yasaklandı. AB’nin terör örgütü listesindeki örgütler burada kendilerine çok rahat saklanma imkânı bulabiliyor. PKK’lı olmayan Kürtlere baskı uyguluyorlar ve Fransa buna göz yumuyor. Suriye’nin kuzeyindeki PKK unsurları Elysee Sarayı’nda ziyafetlerle ağırlandı. Zeytin Dalı Harekâtına da en büyük itirazların Fransa’dan geldiğini hatırlayalım, Doğu Akdeniz S-400 meselesinde ki çığırtkanlıklarını unutmayalım. Fransa’nın Orta Doğu politikası da Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Mısır ve İsrail çizgisinde ilerliyor. Türkiye’yi hedef alan, Türkiye düşmanlığında sınır tanımayan bu cephenin de bir tarafında yine Fransa var.

Fransa’nın tarihte de var olan sömürgeci karakterini Doğu Akdeniz’de bir kez daha kendini göstermiş oldu. Türkiye’nin bu konuyu dile getirmesinden aşırı rahatsız durumda.  Fransa diğer sömürgeci devletlerin tutumlarıyla karşılaştırıldığında Fransız sömürgeciliği daha korkutucudur. Bugün bile ekonomik, kültürel hatta dini açıdan Afrika’daki eski sömürgelerine baskıları şiddetle devam etmektedir. Türkiye’nin bu vahşeti dile getirmesi onları rahatsız etti asıl sorun burada başlıyor işte. Afrikalılar ise bizi bu vahşetin bir parçası olmadığımız için seviyor. Türkiye Afrika’daki dostlarına diyor ki; gelin ayağa kalkın, kalkının, gelişin, birlikte kazan kazan politikaları uygulayalım. Cumhurbaşkanımızın Afrika ziyaretleri bu yüzden Fransızları çıldırttı. Fransa’nın Türkiye’ye hain tutumu bu yüzden oldu. Anlasanıza tamamen duygusal. Türkiye’nin Afrika politikası Fransa’nın bölgedeki hegemonyasının zincirlerini kırdı ve ağır bir darbe indirdi. Düşünsenize Türk Hava Yolları’nın Afrika uçuşları Air France’a indirilmiş ağır bir darbedir. Eskiden Paris merkezli uçuşlar, artık İstanbul merkezli hale gelmiştir. Fransa’da gerçekleşecek 2022 seçimlerine kadar Türkiye karşıtlığını giderek artıracağı tahminindeyim. Türk halkıyla bir derdimiz yok sorunumuz Erdoğan’la” demişti. Türkiye siyasetine dair fikri ve bilgisi olmadığı bu cümlenin kendisinden bile belli. Erdoğan’ın Türkiye siyasetinde neye karşılık geldiğini bilse bu tür bir laf edemezdi. Aşırı sağla beslenecek ki İslam içinde atıp tutuyor. Macron Avrupa’da yalnızlaştıkça söylemleri gün geçtikçe değişecektir.

Ben bu Macron’u pek ciddiye alamadım saygı değer okurlar. Savaş tarihine dair en sevdiğim laflardan biri ise Amerikalılar gelmeseydi Fransızlar bugün hala “Almanca öğreniyor” olacaklardı.

Twitter: Hasan Birgül