Popülizm ÅŸahıslara baÄŸlı bir ideoloji deÄŸildir, sosyal ve iktisadi gerçekler üzerine yükselir. Günümüz dünyasını anlamak için daha önceki dünyayı anlamakla iÅŸe baÅŸlamalıyız. Dünya düzeni, uluslararası iliÅŸkilerin temel kavramlarından biridir. Dünya düzeni, belirli bir andaki veya belirli bir zaman dilimi içinde dünyanın durumunun bir tanımı ve ölçüsü olarak görülmektedir. Yirmi birinci yüzyılın ilk çeyreÄŸi dünya ve uluslararası siyaset üzerinde karizmatik liderlerin yükseliÅŸiyle adlandırılmıştı. Siyaset Sosyolojisi okuyanlar ve bilimciler karizmatik liderlerin ana merkezde olduÄŸu ve halka yönelik siyasetin esas etkeni olduÄŸu bu politik tarza “popülizm” adını vermiÅŸlerdir. Henry Kissinger ve ABD Dış politika kıdemli araÅŸtırmacısı Robert Blackwill ve Brookings Enstitüsü kıdemli araÅŸtırmacısı ve ABD’nin Avrupa merkezi direktörü ABD politikasının artık ciddi anlamda hızlı bir çöküÅŸe doÄŸru sürüklendiÄŸini aktarıyor. Siyaset bilimcileri ve araÅŸtırmacıları dünya liderlerinin etkileri ve nitelikleri konusunda çalışmış ve onları belirli tipolojilere yerleÅŸtirmiÅŸlerdir. Thomas Hobbes’a göre siyasal liderlik “Leviathan” tarzı önlenemez bir güç hegemonyasına dönüÅŸebilir. Net açıdan liderlik, onun gibi düÅŸünenlere göre, güç ve nüfuz yönünden kısıtlanması gereken bir koltuktur. Siyasal liderlik, kiÅŸisel niyet ve yetenekleri aÅŸacak ÅŸekilde, geniÅŸ güçlerce belirlenen bir duruma olanak saÄŸlamaktadır. Nihai sonuç ne olursa olsun, 2020 ABD baÅŸkanlık seçimlerini takip ettiÄŸimiz bugünlerde, seçmenlerin neredeyse büyük bir çoÄŸunluÄŸunun hala bir bölünme ve nefret politikasını, tercih ettiÄŸini doÄŸruladı. 1961’de John F. Kennedy, Amerika’nın, özgürlüÄŸün baÅŸarısı için “Her bedeli ödeyecek, Her yükü Çekecek Kadar” kuvvetli olduÄŸunu söylemiÅŸti. Yeni ABD baÅŸkanının yeni OrtadoÄŸu satrancındaki rolü bölgedeki dengeleri sil baÅŸtan deÄŸiÅŸtirecek gibi gözüküyor buna hazırlıklı olmalıyız öncelikle yeni bir düÅŸman yaratılabilir. Eski defterler tekrardan açılabilir.
144 milyona yakın Amerikan vatandaşının oy kullanıldığı seçimlerin sonucu halen belirsizliÄŸini korumaktadır. Ülke genelinde 74 milyona yakın oy alan Biden, 70 milyona yakın oy alan Trump'a karşı sonucu belirleyecek delege yarışında da önde gidiyor. Amerika ne kadar kendi içine kapamaya çalışsa da sadece kendi sorunları ile baÅŸ baÅŸa yaÅŸamaya çalışsa da global dünyadaki sistemsel konumu nedeniyle istemeden de olsa dünya bu seçimi ilgiyle izliyor. Åžunu unutmayın ki birçok durumda baÅŸkan olanların Amerikan devletinin uzun dönemli çıkarları için oluÅŸturmuÅŸ olduÄŸu devlet politikalarına uymaları sorumluluÄŸu da vardır.
BÄ°R AMERÄ°KA Ä°KÄ° ULUS
Donald Trump Show sezon finalini yapmaya hazırlanıyor. Bu filmin sonu Amerikalıları ciddi iki sorunla baÅŸ baÅŸa bırakacaktır. Seçmenler iki aday arasında neredeyse eÅŸit olarak bölündü. Åžaşırtıcı olmayan bir ÅŸekilde, bu bölünmenin bölünmüÅŸ hükümete yol açması muhtemeldir. Mevcut eÄŸilimler devam ederse, Demokratlar Beyaz Saray'ı kazanacak ve Temsilciler Meclisi'nin kontrolünü elinde tutarken, Cumhuriyetçiler Senato'nun kontrolünü elinde tutacak. Birincisi dört yıl boyunca Trump sorununun sebep olduÄŸu enkazın nasıl kaldırılacağı meselesi. Ä°kincisi ise sene başında Demokrat Parti’de adaylığı bile imkansızlığa dönüÅŸmüÅŸken, Trump’a çare olarak sahneye sürülen Ä°htiyar Biden sorunundan nasıl bir Amerika denklemi çıkacağı muamması. Joe Biden, yaygın ekonomik sıkıntı, ölümcül bir pandeminin mevsimsel tırmanması ve acımasız bir uluslararası çevre ile karşı karşıya sert bir ÅŸekilde yüzleÅŸecek. Bu zorluklar en yetenekli devlet liderlerini bile test eder ve uçuruma doÄŸru sürükleyebilir. Fakat Biden, bölünmüÅŸ bir hükümet, düÅŸmanca bir yargı, zayıflamış bir federal bürokrasi ve halk arasında kalan Trump’ın popülizmi tarafından, engelleneceÄŸe benziyor. Joe Biden BaÅŸkanlığı kazansa bile, yakın topluluklarının dışındaki kiÅŸilerin refahına kayıtsız kalan pek çok seçmenin bulunduÄŸu bir ülkede etik kaygıları geri kazanmakta zorlanacak. Ve eÄŸer Donald Trump iktidara tutunmayı baÅŸarırsa, Amerika baÅŸkanının narsisizmini daha inançsız bir ÅŸekilde yansıtacaktır. Kesin olmayan ABD seçim sonuçlarına göre BaÅŸkanın kim olacağını tam olarak söyleyemesek de Cumhuriyetçi Trump’ın oy sayısının Biden’ınkinden 3,5 milyon az olmasının temel nedeni Kovid-19 salgını olduÄŸunu, salgının da iÅŸsizliÄŸe neden olmasıdır. Salgının doÄŸrudan kaybettirdiÄŸi ilk devlet baÅŸkanı Trump oldu.
Seçim yıllarında iÅŸsizlik ve enflasyon ve seçilen ABD BaÅŸkanları
2019 yılı sonuna kadar ekonomiyi, göreve geldiÄŸinden bu yana çevresel sorunları ve endiÅŸeleri hiçe sayarak petrol ve doÄŸal gaz üretiminde dünyanın en büyük üreticisi konumuna taşıyan Trump; Küresel salgın, dolaysıyla artan iÅŸsizliÄŸe yenilmiÅŸtir. Tabi ki sırf ekonomik etkenler deÄŸil ama kaybetmesinin en önemli sebebi Küresel Salgının ekonomileri yerli bir etmesidir. ABD’yi net ihracatçı konuma taşıyan Trump’ın ekonomideki baÅŸarısını Kovid-19 virüsü ABD seçmeni gözünde yok etti. ABD’de de ekonomik eÅŸitsizlikler, yeni tip korona virüs pandemisi ve güvenlik tehditleri her geçen gün ciddi sorunlara etken olmuÅŸtur. Trump aylar öncesinden seçim kampanyasını “Demokratlar hile yapacaklar” üzerine oturtmuÅŸtu zaten kaybetmeyi göze almış bir açıklamaydı bu durum. Baktığımızda zaten ciddi bir karmaÅŸa içerisinde olan seçim mevzuatı, birbirinden bağımsız ve denetlenmesi mümkün olmayan seçim sonuçları tasdik mekanizmaları ve farklı oy kullanma metotlarından dolayı tartışmaya her zaman açık olan seçim sürecini daha da kırılgan hale getirdi ve Trump kaybetti.
ABD Fabrika Ayarlarına Geri Dönüyor
Merhaba, ben Joe Biden, ABD Senatosu için Demokrat Parti'den adayım. demiÅŸti. 1972’de seçim kampanyasında. Ve ÅŸimdi BaÅŸkan Joe oldu. Ä°kinci Dünya Savaşı sonrası dünyaya gelen nesle verilen ve "Baby Boomer" lakabıyla anılan bir jenerasyonun çocuÄŸu olarak adlandırılan 77 yaşındaki Biden, artık son düzlükte diyebiliriz. Trump’a karşı sahneye sürülen “Joe Biden sorunundan” nasıl bir Amerikan çözümü çıkacağı bilinmiyor. Amerikalıların dört yıllık baÅŸkanlık dönemini tamamlayıp tamamlayamayacağı bile ÅŸüpheli gözüküyor. Biden ’ın ortaya koyabileceÄŸi en gerçekçi vizyon, ÅŸimdilik, 2016 Amerika’sına geri dönmek olacaktır. Son dört yılda ortaya çıkan enkazın ciddiyetinin farkında ki hemen kabinesini oluÅŸturdu. Biden ‘ın en büyük çıkmazı ise yeni bir döneme geçmek yerine ABD’yi Obama’ya tekrar altın tepside sunması olabilir. Obama, Amerika’ya “Kararsız güç” lakabını hediye etmeyi baÅŸarmış, dar bürokratik vesayetin koordinatlarını aÅŸamamıştı. Türkiye denkleminden Trump’a gösterilen sabrın bir benzerinin Trump ’sız Amerika’ya hızla gösterilmesi Ankara-ABD iliÅŸkileri ve Türkiye’nin çıkarları açısından hayati önem taşımaktadır. Ankara’nın bu sistem esnekliÄŸini azaltacak Washington’la iliÅŸkileri, Rusya ile süregelen ittifak, Suriye’de PYD Terör örgütü meselesi, NATO ülkeleriyle yaÅŸanan gerilimler ve Amerika’nın Türkiye aleyhine atabileceÄŸi adımlar gibi negatif dinamikler masada bizleri bekliyor. Biden ‘ın Türkiye hakkında yaptığı gaflar ve hadsiz açıklamalar herkesin malumu. Bu açıklamaların ikili iliÅŸkilere verdiÄŸi zararı en kısa zamanda düzeltmeye çalışması iliÅŸkilerin ilerleyen dönemleri açısından oldukça önemli olacak. Ayrıca kafamı kurcalayan diÄŸer bir mesele ise Türkiye’de her ÅŸey acele olmak zorunda diye bir kanun mu var merak ediyorum. ABD BaÅŸkanlık seçimleri yapılıyor net olarak BaÅŸkan belli deÄŸil. Fakat Biden ‘ın seçilme ihtimali yüksek gözüküyor. Hemen TV’lerde Biden Türkiye’ye Dost mu DüÅŸman mı? Bu avamvari ve popülist yaklaşım bizi komik durumlara düÅŸürmektedir. Åžunu da unutmayalım saygı deÄŸer okurlar bugüne kadar göreve gelmiÅŸ baÅŸkanlar içinde Türkiye’yi iyi tanıyan bir yönetim iÅŸe baÅŸlayacak.