Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Avrupa Birliği'nde Polonya Krizi
Hasan Birgül
Avrupa Birliği'nde Polonya Krizi
23.10.2021 Cumartesi 23:39

Ülkemde hiç sıkıntı yokmuşcasına Polonya ve AB hakkında yazayım dedim saygıdeğer okurlar; AB liderler zirvesi, Polonya krizinin gölgesinde geçti. Angela Merkel’e bile ağız tadıyla veda etmediler. Brüksel'deki Avrupa Birliği liderler zirvesine Polonya ile yaşanan kriz çok ciddi anlamda bu toplantıyı gölgede bıraktı. Başını Fransa, Hollanda, Almanya ve Lüksemburg'un çektiği ülkeler Polonya'ya karşı sert önlemler alınmasını istedi. Sert bir diplomatik dille uyarıda bulundular. Polonya Anayasa Mahkemesinin 7 Ekim'de aldığı kararda, Polonya anayasasının, AB'ye yetki devri yapılmamış alanlarda AB hukukundan üstün olduğuna hükmetmesi nedeniyle patlak vermişti. Brüksel karara sert tepki gösterirken Britanya'dan sonra ‘’Brexit ‘’ Polonya'nın da AB'den ayrılma olasılığıyla ilgili "Polexit" tartışmaları başlamıştı. Polonya, yürürlüğe soktuğu yargı reformu ve medya yasaları nedeniyle de yıllardır AB'nin sert eleştirilerine hedef oluyor. Açıkçası kabadayılık yaparsan sert bir tokat yersin uyarısı gibi de düşünebiliriz. Zirveye katılan Polonya Başbakanı Mateusz Morawiecki, hükümetinin hiçbir "Şantaja boyun eğmeyeceği çıkışını yaptı. AB Komisyonu ve AB Adalet Divanı gibi bazı AB kurumlarının, AB Sözleşmesinin kendilerine tanımadığı yetkileri sahiplendiğini söyleyen Morawiecki, anlaşmamız böyle değildi. Bu nedenle Polonya hükümeti de Polonya parlamentosu da bu konuda şantaj baskısı altında hareket etmeyecektir diye sert bir çıkış yaptı. Morawiecki, AB hukukunu sadece ulus devletlerin yetkilerini AB'ye devrettiği alanlarda öncelikli olarak tanıyacaklarını kaydetti. AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen ise, yargı reformlarından geri adım atana kadar Polonya için öngörülen 36 milyar euroluk korona fonu yardımının ödenmeyeceğini açıklamıştı. Ekonomik baskı ve pres uygulayarak bezdirme politikası uygulayacaklar ki gözleri korksun ama ters tepeceğini ve ülke içi kutuplaşmayı çoğaltacağını düşünüyorum.

 

Bir süredir Avrupa Birliği’nde işler yolunda gitmiyor. Polonya Anayasa Mahkemesi kararıyla beraber istikrarsız ilişkiler kritik bir döneme girdi diyebiliriz. Brexit sürecinde derin bir yara alan AB şimdi Polonya ile ters düşmüş durumda, açıkçası AB’nin eski dediğim dedik dönemi bitti ve ilişkilerde şiddetli gerileme süreci hız kazandı diyebiliriz. Yani artık AB ve üye ülkeler de artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ayrışmalar başladı bile Macaristan, Polonya’nın yanında olduğunu belirtti. Polonya’daki yargı reformları ayrıca muhalefetin de ekmeğine yağ sürdü diyebiliriz. Halk zaten ciddi bir ekonomik buhran dönemi geçirirken yargıdaki kararlar gelişecek olayların tuzu biberi oldu. Muhalefet alınan bu kararların peşini bırakmayacağını söylüyor. Halk sokaklara iniyor. AB dediğim dedik diyor. Bir süredir AB politikalarında zıtlıkları rahatlıkla görebiliyoruz. 

 

Yani Polonya da ki muhalifler yüksek sesle diyor ki; AB'nin hukuksal konuları değil benim sistemim sizden önemli artık bu süreçten sonra tabi ki akıllara birtakım sorular geliyor. Brexit’te derin bir yara alan AB Polonya ile böyle bir sorunun üstesinden gelebilir mi? herkes bunu konuşuyor. Fakat olayın ilk yaşandığı zamana döndüğümüz de Polonya Anayasa Mahkemesi, AB hukukunun belirli konularda ulusal mevzuata üstünlüğü ilkesini reddetmişti. Anayasa Mahkemesi kararında AB sözleşmesinin bazı maddelerinin Polonya Anayasası ile uyumlu olmadığına hükmediliyor. Kıvılcım böyle başladı aslında. Şimdi herkes Brexit gibi bir süreç olacak mı sorusunu soruyor. Fakat asıl bundan önce konuşulması gereken AB’nin ufak ayrıntılar da bile dediğim dedik baskıcı hukuksal kararları; AB hukuk egemenliğini konuşurken, AB üyesi bir ülkeyi yok sayarcasına kararlar alması bu da sorulabilir.

Polonya’nın AB’deki Geleceği Ne Olacak?

Açıkçası çok değişik bir durum olacağını sanmıyorum. Fakat halkın belirli bir çoğunluğu AB’nin kararlarına destek çıkıyor. Diğer bir kesim ise hayır sorgulamalıyız veya farklı ele almalıyız diye düşünüyorlar. Forumlar açılıyor, konuşmalar gerçekleşiyor. Sadece tansiyon yüksek ama AB ve Polonya gerilimi arttırıp bir kopuş sürecine ilerlemeyecek. Brexit’te ciddi bir yara almıştı ve tekrar siyasi açıdan okları kendine çekmeyecek. Küresel salgın süreci de AB’ye karşı endişeleri arttırdığı bir zaman da olsa sistemsel bir yanlışa gitmez. Polonya siyasi muhalefetinin bir kesiminin kabadayılığı ise tamamen hüsran olarak yorumlayabiliriz. Fakat bu aşamaya gelmeden önce AB ile Polonya zaten hukukun üstünlüğü ve bir takım yasal kararların sistemlerini zorlaştırdığını düşünerek siyasi bir çıkmaza sürüklenmişti. Yani işler aslında temelde problem oluşturuyor. AB’nin otoriter tutumları da işleri çıkmaza sürükledi. Polonya’nın kürtaj kararı ve birçok siyasi tutumu da AB tarafından ciddi eleştirilere sebebiyet verdi. Polonya’nın hükümet kanadının bu hamleleri AB’den uzaklaşmaya yönelik olarak düşünülmüştü. Anayasa mahkemesinin son kararı bence fitili ateşledi. Yani bakıyoruz ardından öyle sert açıklamalar geliyor ki, tamam bitti bu iş diyoruz. Fakat öyle değil. Polonya mutlaka geri bir adım atacak. Çünkü ülkedeki kutuplaşma ileri bir seviye atlayıp Polonya hükümetini al aşağı edebilir. Fakat Polonya kendi egemenliği ve hukuk adına direnebilir. Polexit gibi durumların olacağını tekrar söylüyorum düşünmüyorum. Şu koşullarda abartı bir süreç olarak yorumluyorum. Yani ilerleyen zamanlar da AB’nin hukukunun işleyişi ciddi anlamda ameliyat masasına yatırılabilir. AB Polonya içindeki yanlılarını fonlayabilir onlarla yeni bir sistemsel atak da yapabilir. Ama bu süreçte bu ciddi zorluklara sebebiyet verir. Polonya’da şunu inkâr edemez açıkçası, ciddi yatırımlar aldı. AB ekonomik olarak ciddi bir yardım sürecine girmişti. Polonya ekonomik olarak zaten bu süreci kaldıramaz. Evet anayasa mahkemesi kararı konuşulanlar bunlar. Şimdi artçı sarsıntıları görebiliriz. Fakat uzun vadede bir kopuş gerçekleşmeyecek. Almaya yeni yönetimle oyuna dahil olmaya hazırlanabilir. Bunu da göz ardı etmemeliyiz. AB’nin jandarması Almanya sonuçta.