Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Biri Tutmuş, Biri Yemiş, Sonuncu da Hani Bana Hani Bana Demiş!
Halit Emre Aydın
Biri Tutmuş, Biri Yemiş, Sonuncu da Hani Bana Hani Bana Demiş!
03.01.2020 Cuma 15:15

Sabah İran’ın vekalet savaşlarını yöneten komutanı Kasım Süleymani ABD bombardımanı ile ölüm akıbeti ile karşılaştı haberleri ile çalkalandı gündem. Daha uzun saatlerde manşetlere, programlara yön verecek muhtemelen. İran ritüelini gerçekleştirdi tehdit etti, Trump sosyal medya hesaplarına ABD bayrağını sabitleyerek savaş modundayız mesajı verdi. Bu ve benzeri birçok hamle önümüzdeki günlerde de devam edecek.

Benim ise ilgimi çeken bizim gazetecilerin mütefekkir ve yazarların konuya tepkisi oldu. Kimi kanına uygun davranarak ABD’yi lanetledi, kimi Suriye kasabının ölümünden sonra zafer çığlıkları attı, kimi de her iki tarafa da insanlık adamlık dersi verme peşine düştü.

Peki milli ve yerli duruş hangisiydi…

Eğitim formasyonum gereği olsa gerek bende oluşturduğu hisler ve sorular şunlardı;

  • Dünya bir katil pislikten kurtuldu mu?
  • Evet
  • Kimin öldürdüğünün önemi var mı?
  • ……

ABD’nin Irak’ta yaptığı bombalamanın sivil halka verdiği zarara üzülmek, Kasım’ın ölmesine sevinmeye engel değil.

Senelerdir birçok meselede gizli aleni plan kuran, ümmete karşı planın parçası olan aktörün birbirini yemesi zerre beni bağlamaz, zulüm görecek olanlar Irak’ın yıllardır mağdur olmuş halkı olmasa.

İran şimdi ne yapacak; gidip Amerika ile savaş tutacak değil, Irak’taki halka özellikle Sunni Müslümanlara zulmünün boyutunu arttıracak.

Petrol, doğal gaz fiyatları artacak, bozuk olan Dünya istikranın daha fazla bozulması gerilen ve şişen sinirleri daha da gerecek, küresel çapta beklenen krizin tarihi öne alınmış olacak.

Peki bize değecek olan tarafı…

Etrafımızda her yer zaten karma karışık İran’da bunlara eklenecek.

İçimizde yerli, milli alerjisi olan vatandaşlar olmasa….

Buradan gelin Libya tezkeresine bağlanalım şimdi;

Düne kadar milli, yerli, ülke bütünlüğü diye boğaz patlatanlar, bize ne Amerika’dan diyen hocanın talebeleri, mazlum bir müminin bile bir damla göz yaşı için Dünya yansın diyen başkanın çömezleri, HDP ve CHP ile aynı çeşmeden su içtiler bir de üzerine Ya Rabbi şükür dediler. HDP ve CHP’ye ess bile demiyorum, mazi belli, ati belli. Cins belli, cibilliyet belli. Ama daha 3 ay önce söz konusu olan ülke menfaati olursa diye cümleye başlayanlar dün red verdiler, ne diyelim hayrını görsünler.

Tarih en kaba tabirle, bugün Doğu Akdeniz’de ve genel ölçekte deli gömleği giydirilmeye çalışılan Türkiye’nin iradesi ve duruşuna karşı duranları nasılsa yazar.

Allah kimseyi kendisine saygısını yitirtecek kadar kendisi ile çelişkiye düşürmesin.

Yazının son konusu biraz kişisel, biraz vicdani.

Ünal Karaman ve Trabzonspor ayrılığı.

Şahsi olarak Ünal Hocanın ayrılmasına üzüldüm, iyi bir ritim yakalamıştı takım. İstifa haberini duyar duymaz içeriden bilgi alayım diye kaynağım olan kuzenlerimi aradım. Bein Sports’da Ahmet Ağaoğlu’nun anlattığı meseleyi o gün biraz daha detaylı bir şekilde anlattılar. Bir kere daha anlatmanın manası yok ama olayı öğrendikten sonra verdiğim yönetici refleksim şu oldu, madem gitmek istemiş yolu açık olsun. İyi adamdı, hoş adamdı ama bu psikolojik şantaja girer başkan bu işi yememeli.

Pazartesi günü yine bir dostun sormasıyla üretilen tevatürden haberim oldu, Ünal Hocayı Berat Albayrak kovdurmuşmuş. Cumartesi akşamı kendi kulağımla işin özünden haberi almasam acaba mı derdim belki bende ama yekten cevap verdim, boş konuşmalar bunlar. Peki bu söylentileri kim çıkarıyor diye düşününce herkes parti içi çekişmelerden dolayı bir isme odaklanıyor ya ben şimdi ezber bozayım; Ekrem yapmıştır Ekrem.

Allah kimseyi gerçeğini bile bile kuru kuruya menfaat temini için iftira atacak karaktersizliğe düşürmesin.

Ne zaman mutlu oluruz, kendimizle çelişmeyecek kadar karakterli, her durumda gerçeği haykıracak cesarette ve dürüstlükte olduğumuz zaman.