Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Dijital Media
Erdal Şimşek
Dijital Media
25.02.2020 Salı 13:32

Türkiye’de geleneksel medyanın, yani yazılı, görsel ve sesli medyanın her alanında farklı pozisyonlarda artı değer üretmiş biri olarak zorluk ve sorunlarını bilerek dijital medyada karar kılmak mesleki bir zorunluluktur benim için.
Türkiye’de müesses medya nizamı bir daha toparlanmamak üzere yıkılmıştır. Özellikle matbu medyanın kendini demokrasinin üstünde görmesi ve hükümetleri dizayn etme ve yönlendirmeleri, Türk demokrasi tarihi kadar eskidir.
Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ülkede hükümet kurduğu güne kadar Türkiye’deki müesses medya, hükümetler üzerinde bir baskı aracı olmaktan ötede bir pozisyondaydı.

Bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de medya, aslında hükümetlerin, daha doğrusu yönetim erkinin halka karşı sorumlu ve verimli davranması için oluşan bir denetleme aracıdır. Bu yüzdendir ki görev ve güç sınırlarının farkında olan medya organlar, kendi ülkelerinde sürekli bütün siyasi hareketler tarafından dokunulmaz olarak addedilmiştir.
Hatta terör örgütleri bile medya organları ve mensuplarına karşı oldukça hassas davranmışlardır.
Türkiye’de durum böyle miydi peki?

Cumhuriyet Türkiyesi tarihi boyunca müesses ve egemen medya hiçbir zaman kamunun çıkarları doğrultusunda hareket etmedi. Temeli tek parti diktatoryası tarafından atıldığı için Türk medyasının egemenleri sürekli CHP’nin bir “matbuat ofisi” olarak çalışmıştır.

Çok partili sistemden sonra özgülük alanı bulan farklı düşünceler matbuat/medyada var olmak istemişlerdir.
Ne var ki başta 27 Mayıs darbesi olmak üzere bütün askeri darbe ve rejimler tarafından susturulmuşlardır.
1970’lerin başında merhum Erbakan’ın açtığı “bağımsız medya” yolu, bu güne kadar genişleyerek, büyüyerek gelmiştir. Ne var ki bu büyüme bile egemen medya tekelini kırmamıştır, kıramamıştır.
Recep Tayyip Erdoğan’ın bu ülkenin yönetimine geçmesinden sonra en büyük demokratik mücadelesi egemen medya düzeni ile olmuş ve bu mücadeleyi demokrasi adına kazanmayı başarmıştır.
Bugün Türk matbuatı, görüntülü ve sesli medyası artık manşet ve algı yönetmeleriyle hükümet üzerinde hiçbir etki yapamıyor.

Bunun bilincinden hareketle müesses medya ve onun siyasi temsilcileri dijital ve sosyal medya üzerinden algı yönetmek, hükümeti iktidarsız ve kazanılan demokratik hakların ortadan kaldırma çalışmalarını başlattılar.
Klasik medyada olduğu gibi dijital ve sosyal medyada da bu yıpratma ve algı yönetme çabalarını tamamen yalan iftira ve kurgular üzerinden sürdürüyorlar.

Diğer taraftan demokrasiden, özgürlükten, hak ve hukuktan yana yer alan birey, topluluk, sermaye grupları ve siyasi organizasyon, dijital ve sosyal medyada maalesef kamuoyunun beklediği performansı sergileyememişlerdir.
Hükümet veya parti bildirilerini, demeçlerini yayımlamanın dışına pek çıkmamaya özen gösterdiklerinden dolayı demokrasi mücadelesinde anti demokrat siyase anlayışın gerisinde kalmıştır.

Bireysel olarak temel hak ve hürriyetlerin mücadelesinde geri kalmamak, mesleğin verdiği sorumluluk bilinci bizleri de dijital medya alanında değer üretmeyi zorunlu kılıyor. Ayrıca ülkemizin ve yurttaşlarımızın özledikleri tam ve müreffeh bireysel özgürlük, kültür ve kimlik değerlerinin korunması yanı sıra, Erdoğan hükümetleri döneminde kazanılmış demokratik hak ve hürriyetlerin korunmasında geliştirilmesinde bu mecrada var olmayı zorunlu kılıyor.
Yeri ve pozisyonu bu milletin ve milletin değerleri olan haber365.com’da yer almak, bu mücadelenin en önemli ve başat kulvarlarından biridir.

Türkiye’nin etrafında yakılan bu ateş çemberi ve ülkenin içeriden ve dışarıdan el birliği ile bölünüp parçalanmasına karşı bedeli her ne olursa olsun bu mecrada mücadele edeceğimizi belirtmek için buradayız. 15 Temmuz Fetullahçı işgal teşebbüsüne karşı fiziken yaptığımız direniş ve sonrasında yine Fetullahçı çete tarafından bize ödetilen bedellerin daha da beterlerini göze alarak Türkiye’nin yeniden kurtuluş mücadelesine omuz vermek adına buradayız.
Tamamen yalan ve iftiralar üzerine kurulu muhalefet ve medya anlayışının etkisini yok etmek üzere bu alanda elimizden geleni ardımıza koymayacağımızı belirtmek isterim.

Daha önce bireysel olarak sosyal medyada, DHKP-C’nin FETÖ’nün kontrolüne girdiğini PKK’nin Türkiye yapılanmasının FETÖ tarafından idare edildiğini, Türkiye’deki fuhuş ve uyuşturucu sektörünün ana organizasyonunun FETÖ eli ile yapıldığını, Muhalaefet ile bir çok terör örgütünün ilişkisini ortaya koyduğumuz gibi şimdi kurumsal güç ile daha büyük ihanet ve yapılanmaları deşifre edeceğimizden kimsenin kuşkusu olmasın. Ve bu ilk yazımız ile; Bismillah ve daimen…