Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. Cinel, Türkiye’de
bulunan yoğum bakım üniteleri doluluk oranları hakkında açıklanmalarda bulundu.
Türkiye'de son verilere göre günlük vaka sayısı 50 bine
ulaştı. Sağlık Bakanlığı’nın koronavirüs tablosuna göre yoğun bakım servisleri
yüzde 66.5 doluluk oranına ulaşmış durumda.
Uzmanlar salgınla mücadelenin önemine dikkat çekerek, sağlık
sisteminin artan vaka sayıları karşısında yetersiz kalabileceği uyarısında
bulunuyor.
YOĞUN BAKIMDA 5 YATAKTAN 3 VEYA 4'Ü KORONAVİRÜS İÇİN AYRILIYOR
Türk Yoğun Bakım Derneği (TYBD) Başkanı Prof. Dr. İsmail
Cinel, önümüzdeki 10 günün yoğun bakım kapasiteleri açısından belirleyici
olacağının altını çizerek, Türkiye genelinde yoğun bakım ihtiyacının çok hızlı
bir şekilde arttığını belirtti.
Prof. Dr. Cinel, ana merkezdeki yoğun bakım doluluk
oranlarının yüzde 85-90’ları gördüğünü ifade ederek, ‘Özellikle İstanbul,
Samsun, Yalova çok ciddi doluluk oranları içeriyor. Bunları göz önünde
bulundurmak gerekiyor. Son 6 haftadır yoğun bakımlarda hasta sayısı her geçen
gün artıyor. Bizim Kovid-19 olmayan hastalarımızın da yoğun bakım ihtiyacı var.
Önceleri elimizde beş yoğun bakım varsa bunların bir tanesini Kovid-19’lu
hastalara ayırırken, şimdi beş üniteden üçünü, dördünü Kovid-19’a ayırıyoruz.
Özellikle İstanbul’da hastaneler, aralıksız bir şekilde servislerini Kovid-19
servislerine çeviriyorlar. Yeni yoğun bakım servisleri açıyoruz’ açıklamasında
bulundu.
ÖLÜM ORANLARI YOĞUN BAKIM SERVİSLERİ DOLDUKÇA ARTIYOR
Vaka sayının bu hızla artması durumunda yoğun bakımlarda yer
bulmanın imkansız hale geleceği uyarısında bulunan Cinel gözlemlerini şöyle
paylaştı:
‘Mutant virüslerin varlığıyla virüs çok hızlı yayılıyor.
Aşılama 65 yaş ve üzeri kişilerle başladığı için yoğun bakımdaki yaş ortalaması
da düştü. Yaş ortalamamız 77-78’den 57-58’lere indi. Daha genç insanlar hasta
oluyor ve daha ağır şekilde yoğun bakıma düşüyorlar. Yoğun bakıma aldığımız
hastaların akciğerleri daha fazla tahrip olmuş. Biz hastaları yoğun bakıma
organ disfonksiyonuyla alıyoruz ve bununla mücadele etmek hiç kolay değil. Şu
anda Kovid-19’un attığı yumruk neticesinde harap olmuş organlar ve bağışıklık
sistemi nedeniyle Kovid-19 sonucu gelişen enfeksiyonlarla yüz yüzeyiz. Onlar da
septik şok ile daha çok ölümcül oluyorlar. ‘Kontrollü normalleşme’ adı altında
yaşadığımız şu süreçte kontrolsüz hareketlerimizi önümüzdeki 10 gün asla
yapmayalım. Kalabalıktan uzak duralım. Sağlık sistemimizin bu artış trendini
karşılaması çok zor.’
TEMASLI SAĞLIK ÇALIŞANINA ‘AŞILISINIZ ÇALIŞIN’ DİYORLAR
Ankara Tabip Odası Başkanı Ali Karakoç’a göre yoğun
bakımlardaki doluluk oranı yüzde 80’in üzerinde. Vaka sayılarının artığı önceki
dalgalanmalara göre yoğun bakımda yatan hasta yaş ortalamasının düştüğünü
belirten Karakoç, artık hastaların daha kısa sürede yoğun bakım ihtiyacı
duyduğunu söyledi.
Gelinen noktada filyasyon hizmetinin durma noktasına
geldiğine dikkat çekerek, 'Temaslı takibi yapılmıyor' diyen Karakoç şöyle devam
etti:
‘Temaslı hastalar eğer sağlık çalışanıysa ‘siz aşılısınız,
gidin çalışın’ diyorlar. Biz aşılı olsak bile enfekte olduğumuz takdirde bulaş
kaynağı oluruz. Dolayısıyla temaslıların mutlaka karantinaya alınması
gerekiyor. Çalışma alanlarında da temaslı taraması neredeyse yapılmıyor.
Üstelik polikliniklere Covid-19 şüphesiyle başvuran hastaların yüzde 80’i
çalışma alanlarından gelirken. Filyasyonda çalışan sağlık çalışanlarından,
yataklı tedavi kurumlarından aldığımız verilere göre Sağlık Bakanlığı,
mücadeleyi bırakmış. Salgın ikinci ve üçüncü basamak sağlık hizmetlerinde
karşılanıyor. Artık sürü bağışıklığına ön mü açmaya başladılar diye düşünmeye
başladık.’
Ali Karakoç: Salgın yönetimi tamamen bırakılmış
Ankara Tabip Odası Başkanı Karakoç, Sağlık Bakanlığı’nın
bütün sorumluluğu bireyin üzerine, yükü de sağlık emekçilerine yüklediğine
dikkat çekerek, şu noktalara dikkat çekti:
‘Salgın yönetimi tamamen bırakılmış, süreç toplum üzerinden
yürütülüyor. Öte yandan Bakanlık, son dönemde artan vakaların ev içi bulaş
olduğunu söylüyor. Ev içi bulaşın kaynağı akraba ziyaretleri ya da misafirler
değildir; ev içi bulaşın temel kaynağı çalışmak zorunda olan kesimdir.
Enfeksiyonu dışardan alıp eve getiriyorlar. Bu yüzden bu alandaki çalışanlara
yönelik vardiya süreleri kısaltılmalı, çalışma saatleri düzenlenmeli, toplu
taşıma sayısı artırılmalı, sosyal ve ekonomik hak kayıplarına neden olunmamalı.
Eğer önlenebilir ölümleri durdurmak için harekete geçilmiyorsa bunun adı
toplumsal cinayettir: Sorumluluğu da Sağlık Bakanlığı ve iktidarın üzerindedir. Salgın, birinci basamak sağlık hizmetlerinde
karşılanmalı.’
İNSANLARIN KİTLESEL OLARAK BİR ARAYA GELDİKLERİ YERLER
KAPATILMALI
Kovid salgınının ‘tam kapanma’ şeklinde değil de
epidemiyolojik çerçevede yönetilmesinin aciliyetine vurgu yapan Karakoç şunları
ifade etti:
‘Ankara Tabip Odası olarak, sorumluluğu bireye yükleyen
sistemde ‘tam kapanma’ fikrine karşıyız. 28 günlük tam kapanma kısa süreliğine
bizi rahatlatsa da bu salgın yönetimi sürdüğü müddetçe olumlu sonuç elde
edemeyiz. Tam kapanmaya yönelik farklı ülkelerde yapılan bilimsel çalışmalar
gösteriyor ki toplumun ayrıcalıklı kısmı olan varlıklılar bu salgından daha az
etkilenmiş, yoksullar ise salgının tüm yükünü çekmişler. Dolayısıyla alışveriş
merkezleri başta olmak üzere insanların kitlesel olarak bir araya geldikleri
yerler acil olarak kapatılmalı. Burada öncelik küçük esnaf değil (kafeler,
restoranlar) büyük kompleksler olmalı’ çağrısında bulundu.