Zatürreden Korunmak Mümkün!

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Genç, Kovid-19 sürecinde zatürreden korunmanın en etkili yolunun ise zatürre aşısı olduğunun altını çizerek konu hakkında bilgi verdi. Detaylar haberimizde...

10.11.2019-13:50 - (Son Güncelleme: 11.11.2021-11:54) Zatürreden Korunmak Mümkün!

Zatürre; tıptaki ismi ile pnömoni akciğer hastalıklarından birisidir. Soğuyan havanın etkisi ile sonbahar ve kış aylarında görülme sıklığı artan zatürre, ülkemizde tüm ölüm nedenleri arasında 5. sırada yer alırken, enfeksiyonlar sebebiyle oluşan ölümlerde ise ilk sırada bulunmaktadır.

İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Sezen Genç, Kovid-19 sürecinde zatürreden korunmanın en etkili yolunun ise zatürre aşısı olduğunun altını çizerek konu hakkında bilgi verdi.

Zatürre ve bağışıklık arasındaki ilişkiye değinen uzman isim, ''Zatürre erken tanı aldığında tedavi edilebilse de, özellikle bağışıklık sisteminin henüz gelişimini tamamlamadığı bebeklerde, eskisi kadar güçlü olmadığı ileri yaş grubunda ve baskılandığı kronik hastalığı olan kişilerde ciddi nefes darlıklarına, solunum sıkıntılarına, hatta ölüme bile yol açabilen ciddi bir hastalık'' diye uyarılarda bulundu.


Koronavirüsün bağışıklık sistemini bozduğunu dile getiren Genç, Kovid-19’un, zatürre etkenlerinin akciğerlere yerleşmelerini kolaylaştırdığını söyleyerek, ''Her iki hastalığın birlikte görülmesi de solunum yollarında ciddi hasar oluşturarak hastanın solunum cihazına bağlanmasına ve yoğun bakım ünitesinde tedavi görmesine yol açabiliyor, daha da kötüsü ölüme bile sebep olabiliyor. Özellikle hastalığın daha ağır seyredebileceği risk grubunda etkin aşılama, hastalığa bağlı gelişebilecek olumsuz tabloların riskini oldukça azaltacaktır. Dolayısıyla 65 yaş üzerinde olan ve hastalığın daha ağır seyredebileceği risk grubundaki kişiler mutlaka aşı olmalılar'' dedi.

Vücut direnci düştüğü zaman gelişen zatürreye; bakterilerin, virüslerin ve mantar enfeksiyonlarının sebep olduğunu aktaran uzman bulaşıcılığa da dikkat çekerek şunları kaydetti: ''Öksürme ve hapşırma gibi faktörlerle yayılan mikroplar saatlerce havada asılı kalabiliyor. Bu mikropların solunması da hastalığın kolayca bulaşmasına neden olabiliyor. Toplu taşıma araçları gibi kapalı ortamlarda bulunmanın yanı sıra hastayla temas edilmesi ve havlu ya da bardak gibi eşyaların ortak kullanımı da riski artırıyor.''


İç hastalıkları uzmanı zatürrenin belirtilerini şöyle sıraladı: ''Üşüme ve titreme ile yükselen ateş, öksürük, koyu balgam (sarı, yeşil ya da pas renginde), özellikle nefes alıp vermekle belirginleşen yan ağrısı ve eşlik eden nefes darlığı, zatürrenin tipik belirtilerini oluşturuyor. Ancak bazı hasta gruplarında kas eklem ağrıları, karın ağrısı ile kuru öksürük gibi sinsi bulgularla giden atipik durum görülebiliyor. Bu noktada hastanın farkındalığı, dolayısıyla hekime başvuru süreci gecikiyor. Bunun sonucunda hastalığa ait nefes darlığı, solunum problemleri, hatta solunum desteği gerekliliği gibi olumsuz sonuçların gelişme riski artıyor. Tedavide gecikmemek için balgam çıkarma ve yüksek ateşin de eşlik ettiği öksürükte zaman kaybetmeden hekime başvurmak gerekiyor.''

Zatürre hakkında önemli bilgiler veren Dr. Sezen Genç zatürreden korunmanın yollarını açıkladı. 

ZATÜRREDEN KORUNMAK İÇİN MASKE ÖNEMLİ!


Maskenin gerekliliğine dikkat çeken Genç, ''Maske Kovid-19 virüsünün bulaşma riskini düşürdüğü gibi zatürre mikroplarına maruziyeti de azaltıyor'' dedi.

Kapalı ortamlarda mutlaka maske kullanılması gerektiğini ifade eden Genç, ''Solunum yolu ile kolayca bulaşabildiği için kapalı ortamlarda mümkün olduğunca bulunmayın. Bulunmak zorunda olduğunuzda mutlaka maske kullanın'' diyerek maskenin önemini yineledi.

HASTALIĞA KARŞI EN GÜÇLÜ SAVUNMA YÖNTEMİ

Pnömokok aşısının hastalığın gelişme riskini azaltığını ifade eden uzman isim, şöyle dedi: ''Kritik öneme sahip diğer bir konu ise aşılama. Hem Kovid-19’a karşı aşılanma hem pnömokok aşılaması hastalığın gelişme riskini azaltıyor''

EN AZ 20 SANİYE KURALI!

Ellerin sık sık yıkanması gerektiğini belirten uzman el hijyeninin zatürre mikroplarının bulaşmalarını önlediğini söyleyerek, ''Özellikle toplu bulunulan ortamlarda bir yere dokunduktan sonra ve yemeklerden önce ellerinizi en az 20 saniye boyunca sık sık yıkayın'' dedi.

HER GÜN EN AZ 3 DEFA…

Havalandırma konusunda da açıklama yapan Genç, ''Bulunduğunuz ortamı sık sık havalandırmanız, ortamdaki mikrop yükünün azalmasını sağlayacaktır. Odanızı her gün en az 3 defa olacak şekilde, 15 dakika havalandırmayı ihmal etmeyin. Sıklığın arttırılması uygun sıcaklığın ve nemin sağlanması riski daha da azaltacaktır. Klimaların temizliğine de mutlaka dikkat edin'' diyerek önemli noktaların altını çizdi.

GÜÇLÜ BAĞIŞIKLIK ZATÜRRE RİSKİNİ AZALTIYOR!

Bağışıklık sisteminin güçlü olmasının zatürreden korunmak için etkili olduğunun altını çizen uzman, dengeli ve düzenli beslenmenin önemini de vurgulayarak uyku düzeninin de olması gerektiğini sözlerine ekledi.

Sigara kullanmanın ve alkol tüketmenin bağışıklık sistemini çökerttiğini söyleyen Genç, ''Sigara ve alkolden kesinlikle uzak durun. Sigaranın akciğer dokusuna verdiği direkt toksik etki ve enfeksiyona yatkınlık geliştirmesinin yanı sıra tedavi direncine de sebep olduğunu unutmayın'' diye ifade etti.


Bol bol su içilmesi gerektiğini aktaran Genç, şunları kaydetti: ''Zatürreye karşı bol bol su içmeniz de çok önemli. Bunun nedeni ise ağız ve buruna ulaşan mikropların kuru bölgelere daha kolay yerleşebilmeleri. Her gün 2 ila 2.5 litreyi gün içine dağıtarak tüketmeyi alışkanlık haline getirin.''

ZATÜRRE TEDAVİSİ NE KADAR SÜRÜYOR?

Zatürre eğer hafif seyrediyor ise ek risk faktörü bulunmayan hastaların evde tedavisinin yapılabileceğini dile getiren Genç, şiddetli boyuta ulaşan zatürredeyse tedavinin hastanede uygulandığını söyledi. 

Erişkinlerde zatürrenin nedenlerini hakkında konuşan uzman isim, ''Erişkinlerde bu hastalığın en sık nedeni olan bakteriyel etkenlerin tedavisinde temel basamak ise antibiyotikler. Tedavinin temelini oluşturan antibiyotiklerin yanı sıra istirahat, ağrı kesiciler ve ateş düşürücüler ile bol su tüketimi fayda sağlıyor. Risk grubuna özel gelişme ihtimali artan virüs ve mantar gibi etkenler tespit edilirse, mutlaka bu sorunları da kapsayacak olan tedavi uygulanıyor. Tedavinin süresi genellikle 7 ila 10 gün arasında seyrediyor. Ancak hastalığın şiddetine göre, eşlik eden başka bir hastalık ve spesifik etken varlığında 3 haftaya uzayabiliyor.''

DNC Medya
DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Modal