Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
Pandemi Günlerinde Çocuklar
Semra Aydın
Pandemi Günlerinde Çocuklar
08.05.2020 Cuma 13:48

Tüm Dünya’da yayılan ve kitlesel ölümlere neden olan Koronavirüs salgınının, ülkemizde ortaya çıkmasının üzerinden, neredeyse 2 ay geçti.

Virüsün tüm dünyada neden olduğu kaos, çok yakınlarımızda bile şahit olduğumuz kayıplar ve tüm bu sürecin karşısında çaresiz kalmak…

Tarih kitaplarında okunacak günlerden geçerken, dayanışmanın ve empatinin önemini hep birlikte anladık. Hepimiz anlatılması da, anlaşılması da zor olan duygular yaşıyoruz.

Bizim neslimizin bu güne kadar yaşamadığı kadar büyük ve küresel boyutta bir pandemi ile karşı karşıyayız.

Özellikle bu süreçte birçoğumuzun aşırı kaygılı, aşırı titiz, aşırı koruyucu kollayıcı yaklaşımları olabilir.

Ebeveynlerin abartılı panik hissi, çocukları ve ergenleri olumsuz etkileyebilir. Eşler arasında ani öfke patlamaları, kırmalar ve kırılmalar yaşanması da mümkün. Evde çok çocuklu hayatta stres yaşıyor olabiliriz.

Çocuklarımız veya bebeklerimiz bize yapışmış ve bir dakika bile yalnız kalmamıza müsaade etmiyor olabilir. Veya biz eşimizi kafaya takmış, sürekli onun olumsuz davranışlarına odaklanıyor olabiliriz.

Eşimizin evde attığı her adımı kontrol etmeye çalışıyor olabiliriz. Pandemi öncesi genel bir evhamlı yapımız varsa, bu süreçte “kaygı bozukluğuna” adım atmış olabiliriz.

Yatağını ayıran çocuğumuz yeniden bizimle uyumak istiyor olabilir. Ailecek iştah sorunu yaşıyor olabilir ya da duygusal yeme davranışı sergiliyor olabiliriz.

Tüm bunları yaşamamızda genetik yatkınlıklarımız etken olsa da, ana neden pandemi günlerinde deneyimlediğimiz yoğun korku ve kaygı halidir.

Oysa kaygılanmak ve korkmak son derece insani duygular. (Lütfen tek başınıza bu süreci yönetemeyeceğinizi hissettiğiniz an, profesyonel destek istemekten çekinmeyin.)   

Sağlıklı iletişim, aile içi mutluluğun en önemli anahtarıdır. Aile içi ilişkiler emek ister ve zor zamanlarda dayanışma duygusu yeterince ortaya çıkmazsa, yol ayrımları kaçınılmazdır.

Fiziksel sağlığımız için evde kaldığımız bu dönemde, ruh sağlığımızı korumak, aile içinde şiddetsiz iletişimde bulunmak, kaygı ve öfke temelli duygularımızı sağlıklı ifade edebilmek, duygu regülasyonu yapabilmek çok önemli.

Eşimiz veya çocuğumuz tarafından doğru anlaşılmak ve yanlış yorumların önüne geçmek, aile içinde doğru iletişimin önkoşulu.

Ne Yapabiliriz?

Hepimiz öncelikli olarak yaşadığımız kaygının veya korkunun şu günlerde normal olduğunu kabul edelim.

Ama bu kaygı ve korku kontrol edilemezse, zeminimizde olan ve şimdiye kadar bizi rahatsız etmeyen bazı sorunlarımız ortaya çıkabilir veya rahatsız edici şekilde artabilir.

Örneğin geçmiş travmalarımıza bağlı bazı bozukluklar, depresif olma hali, takıntılar, öfke kontrol problemleri bu dönemde bizi ve aile bireylerimizi zorlayabilir. 

O zaman bu zor dönemleri en az hasarla atlatmak için, psikolojik dayanıklılığımızı güçlendirecek önlemler almalı, çocuklarımıza bu süreçte destek olmalıyız.

Kaygıyla baş etmede en önemli nokta kişinin karşı karşıya bulunduğu riskin boyutlarını net olarak belirleyip, kontrolü dahilinde yapabileceklerini yapmasıdır. Bunu en iyi doğru bilgiye ulaşarak yapabiliriz ki, bilginin doğru adresi Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu’dur.

Diğer yandan ebeveynlerin sosyal medya platformları hakkında bilgi sahibi olmaları, çocuklarının hangi platformlarda aktif olduğunu bilip iyi bir sosyal medya okur yazarı olmaları gerekir. Böylece çocukların çeşitli olumsuz görüntülere ve yanlış bilgilere anne babanın kontrolü olmadan erişimi sınırlandırılabilir.

Evde ne yapacağını bilmeyen, sürekli kaygı ve korku halini sürdüren ebeveynlerin çocuklarına da “panik” bulaştırması kaçınılmaz olacaktır.

Diğer yandan hiçbir şey yokmuş gibi umarsız ve umursamaz olmak da, yine çocukların olumsuz duygular yaşamasına neden olabilir.

Çocuğunuzu anlamaya çalışmak, korkusunu kabul etmek veya duygularını ifade etmesine fırsat vermek hem çocuğa hem de anne babaya iyi gelecektir.

“Sen büyüdün niye korkuyorsun ki”, “İradenle bu duyguyu yenersin”, “Korkacak bir şey yok” gibi üst perdeden vereceğiniz tavsiyeler, çocuğun kafasını daha çok karıştıracak ve çocuk anlaşılmadığını hissettiği için panik duygusu tetiklenecektir.

Şu günlerde çocukların en fazla ihtiyacı olan duygu, “güvende olma” duygusudur. Çocuklar en çok “belirsizlik” ortamlarında kaygı yaşarlar. Siz bu belirsizliği gidermezseniz, zihinleri onları çok zorlayacak senaryoları üretmeye başlayacaktır. ,

Yaşadığımız süreci, çocukların yaşına ve anlama kapasitesine en uygun şekilde anlatmalı, umut ve güven verici bir tavır sergilemeliyiz. İletişimi sadece sözel değil, beden dilimizle de sürekli sürdürmeliyiz.

Evde kalmamız gereken şu günler, belki de işlevsiz korkularımızı tanımak ve onlarla baş etme yöntemlerini öğrenmemiz gereken günlerdir. İlişkilerimizin ve sevdiklerimize karşı duygularımızın sınandığı şu günlerde, kendinizle savaşmak yerine konuşmayı deneyin. Dinleyin bakalım, kendiniz size yıllardır ne anlatmaya çalışıyormuş….

Sağlıcakla… #evdekal

Semra Aydın Avşar

Aile Danışmanı

Twitter: @Semra1071