Uçak Kazasında Kara Kutular Açıldı

3 kişinin yaşamını yitirdiği kazanın ardından, Almanya'da deşifre edilen kara kutulardan, olumsuz meteorolojik şartlardan kule ve pist bakım yanlışlarına kadar bir çok ihmal çıktı.

20.02.2020-15:25 - (Son Güncelleme: 20.02.2020-15:25) Uçak Kazasında Kara Kutular Açıldı

İstanbul Sabiha Gökçen Havalimanı'nda 5 Şubat günü pistten çıkan ve 3 kişinin hayatını kaybettiği Pegasus Havayolları uçağının kara kutuları, Almanya'nın Braunschweig kentindeki Alman Havacılık Kaza Soruşturma Bürosu (BFU) tesislerinde önceki gün Amerikalı yetkililerin gözetiminde deşifre edildi.

PİLOT HATASI DÜŞÜK SEVİYEDE

Kara kutulardan olumsuz hava şartlarından kule ve hatta pist bakım yanlışlarına kadar bir dizi ihmal çıktı. Sanılanın aksine kara kutu kayıtlarına göre kazada pilot hatasının düşük seviyelerde olduğunun tespit edildiği bilgisine ulaşıldı.

YABANCI PİLOTA TÜRKÇE KOMUT

Kulenin uçağa önceki uçakların pas geçtiği bilgisini Türkçe verdiği ve o esnada iletişim başta olmak üzere yardımcı görevlerle ilgili ikinci pilotun Hollandalı olması sebebiyle bunu anlayamadığı ve kendisinden yapması beklenen muhtemel uyarıyı yapamadığı anlaşıldı.

BUZ ZEMİN ÜZERİNDE KAYDI

Uçağın limitler içerisinde ve pilotların o an için risk almadan yaptığı normal iniş sonrası pistin son metrelerinde daha önceki iniş kalkışlar sebebiyle frenlemeye izin vermeyerek uçağın buz zemin üzerinde gibi kaydığı ortaya çıktı.

YAMAÇ DUVARI UÇAĞI PARÇALADI

Pistin sonunda durma sahası yerine dik açılı bir yamaç bulunması ve yamacın kaymaması için yapılan duvar ise uçağın parçalanmasına neden oldu. Kazanın üzerindeki perde, kara kutuların deşifre edilmesiyle aydınlanmaya başladı.

İHMALLER 

Kazaya yol açan ihmaller şu şekilde:

1. Olumsuz hava şartları sebebiyle Pegasus'un kaza yapan uçağına inişinden hemen önce yıldırım düştü. Yıldırımlara karşı donanımlı olan uçaklar bundan etkilenmiyor. Ancak her iki pilot da prosedür gereği konsantrasyonlarını yıldırımın uçağın aletlerine bir etkisi olup olmadığına odakladı.

2. Bu sırada uçağı kaptan pilot kullanırken ikinci pilot ise iletişim ve aletlerin takibi görevine odaklanmıştı. Kule daha önceki iki uçağın pisti pas geçtiğini söyledi. Ancak bu uyarısını havacılık terminolojisine göre İngilizce yerine Türkçe yaptı. Kaptan “Anladım" şeklinde cevap verdi fakat iletişimden sorumlu Hollandalı ikinci pilot anonsu anlamadığı ve inişe saniyeler kaldığı için kokpitte koordinasyon bozuldu.

3. Bu esnada bir başka uçak, kaza yapan uçaktan hemen önce aynı arka rüzgarla kalkış yaptı. Bu da pilotlara her şeyin normal akışı içerisinde olduğu hissini verdi.

4. O esnada arka rüzgar saatte 26.4 km süratle esiyordu. Pegasus Havayolları arka rüzgar pas geçme limiti saatte 28 km olduğu için pilotlar toleranslar içinde olan uçakla iniş kararı aldı.

5. Pistin uzunluğu 3 bin metre. Uçak, sanılanın aksine pistin ortalarına veya sonuna doğru sert olarak değil, normal bir mesafe olan pistin 705'inci metresine indi.

6. Pilotlar uçak iner inmez normal frenleme yapmaya başladı. Uçağın hızı saatte 98 km hıza kadar düşmesine rağmen o anda bir anda arka taraftan gelen rüzgarın sürati saatte 51 km'ye çıktı. Bu itiş hızı arttırdı.

7. Pilotlar yine de duracaklarından emin oldukları için sert frenlemeden vazgeçerek ıslak zeminde kaymamak için kendi aralarında konuşarak pistin ortasındaki değil sonundaki çıkıştan dönmeyi kararlaştırdı. Bu esnada kabin içerisinde her şey normal olup uçak yavaşladığı için hostesler “Telefonlarınızı kullanabilirsiniz" anonsu yaptı.

8. Pilotlar sıklıkla kullanılmayan pistin sonundaki dönüşe doğru geldiklerinde dahda da yavaşlamak için tekrar fren yaptı. Fakat muhtemelen uçak, pist üzerinde bulunan daha önceki yüzlerce iniş kalkışla oluşan lastik izlerinin üstüne inince kaymaya başladı ve sürat hiç kesilmedi

9. Sorun tam olarak bu anda başladı ve pilotlar bir anormallik olduğunu bu esnada fark etti.

10. Pilotlar sert frene geçmelerine karşın uçak 17 saniye boyunca pistin son 700 metresini kayarak ve hiç yavaşlamayarak katetti. Bu süre ve mesafe normal zemin olması durumunda daha hızlı bir uçağın bile durması için gayet yeterliydi.

11. Pistin sonunda “stop way" adı verilen bu gibi durumlarda uçağı hasar almadan durduracak yumuşak toprak zeminli saha yerine dik eğim bulunması sebebiyle uçak aşağıya yuvarlandı.

12. Dik zeminin kaymaması için yapılan istinat duvarı uçağın parçalanmasına ve hasarın artmasına yol açtı. Fakat yetkililer bu durumun aynı zamanda uçağın motorlarının koparak gövdeden ayrılmasına sebep olduğu ve böylece uçakta yangın çıkmadığı görüşünde de birleşiyorlar.

Son Dakika Gündem Haberleri için aşağı kaydırın.

DNC Medya
DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Modal