Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Söke Söke Alacağız'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Tokat'ta gerçekleştirilen "Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı Tarafından İşletmeye Alınan Hidroelektrik Santrallerinin Toplu Açılış Töreni"ne Vahdettin Köşkü'nden videolu konferasnla katıldı.

06.07.2020-07:54 - (Son Güncelleme: 06.07.2020-08:00) Cumhurbaşkanı Erdoğan: 'Söke Söke Alacağız'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 'Hidroelektrik Üretim Tesislerinin Toplu Açılış Töreni'ne videolu konferans yöntemiyle katıldı. Törende Cumhurbaşkanı Erdoğan orada açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Avrupa Birliği'nin şeffaflık sorunu olan ülkeleri Türkiye'nin önüne koyarak uyguladığı çifte standardın altındaki niyet ortadadır. Bu süreçte de hakkımız olan hususları mücadele ederek söke söke alacağız" diye konuştu.

Açıklamasının başında Cumhurbaşkanı Erdoğan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez'e Türkiye'nin kurulu gücünü sordu. Bakan Dönmez, Türkiye'nin 2002 yılı sonu itibariyle bütün kurulu gücünün 31 bin megavat olduğunu, şimdi 91 bin megavatı aştığı belirtti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yanıtın ardından, "Bunun, özellikle milletim tarafından bilinmesi çok büyük önem arz ediyor. 31 bin megavattan 91 bin megavata 18 yılda hamdolsun kurulu gücümüzü yükselttik." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışı gerçekleştirilen hidroelektrik santrallerinin hayırlı olmasını diledi, yapımlarında emeği geçen kuruluşları, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığını, mühendisleri, işçileri ve yüklenici şirketlere tebrik etti.

Türkiye'nin enerjisine enerji katacağına inandığı santrallerin, kalkınmanın, iyileşmenin ve genişlemenin de sembolleri olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bunlar, bizler için medeni olmanın adeta sıçrama tahtalarıdır. Salgın döneminde sağlık hizmetleri yanında hemen her alandaki yatırımlarını devam ettiren Türkiye, böylece 2023 hedeflerine ulaşmaktaki kararlılığını ortaya koymuştur. Enerjisi olmayan bir ülkenin medeni olmaktan bahsetmesi mümkün değildir, kalkınmadan bahsetmesi mümkün değildir, sanayileşmeden bahsetmesi mümkün değildir. Tüm dünyanın kendi içine kapandığı bir dönemde, yatırımı, üretimi, istihdamı destekleyerek sergilediğimiz olumlu yöndeki ayrışma ile salgına teslim olmadığımızı gösterdik." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçtiğimiz gün İstanbul'da bir hastanenin ve Gelir İdaresi Başkanlığının hizmet binalarının, önceki gün Konya Ovası Projesi'nin 1-2-3 numaralı sulamalarının açılışlarının gerçekleştirildiğini, önceki haftalarda Ergene Havzası Tüneli'nin, Kars Barajı'nın, Ilısu Barajı'nın, çeşitli hastanelerin, İstanbul Havalimanı'nın 3'üncü pisti ile öteki tesislerin hizmete girme törenlerinin gerçekleştirildiğini anımsatarak, açıklamasına şu ifadelerle devam etti:

"Önümüzde yapımını tamamladığımız eserlerle ilgili oldukça yoğun bir açılış programı var. Türkiye'nin her zaman ama özellikle de şu içinden geçtiğimiz kritik dönemde en büyük ihtiyacının işte bu eser siyaseti, hizmet siyaseti, inşa siyaseti olduğuna inanıyoruz. Bunun için tüm bakanlıklarımızdan, tüm kurumlarımızdan, özel sektörümüz dahil tüm kuruluşlarımızdan gündemlerindeki yatırım ve üretim programlarını hızlandırmalarını istedik. Hamdolsun bu çağrımız karşılıksız kalmadı. Bakanlıklarımızın çalışmalarını zaten yakından takip ediyoruz. Özel sektörümüz de sadece organize sanayi bölgelerinde son 6 ayda 10 milyar liralık yatırımla 583 yeni fabrikayı tamamlayarak üretime geçirdi. Verilen yeni teşvik belgeleriyle 129 bin istihdamı öngören yatırımların önü açıldı. Diğer verilerin yanı sıra sanayide kullanılan elektrik tüketiminin yükselmeye başlaması üretim çarklarının hızlandığına işaret ediyor. İhracatçılarımızın dünyanın dört bir yanıyla yoğun bir görüşme yaptığını görüyoruz."

Türkiye'nin hedef belirlediği düzeye gelmesi için Türkiye'yle beraber dünyanın geri kalanında da normalleşme döneminin belli bir düzeye ulaşması gerektiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

"Avrupa Birliği'nin şeffaflık sorunu olan ülkeleri Türkiye'nin önüne koyarak uyguladığı çifte standardın gerisindeki niyet açıkça ortadadır. Türkiye olarak bugüne kadar mücadelesiz hiçbir kazanım elde etmedik. Anlaşılan o ki bu süreçte de zaten hakkımız olan hususları mücadele ederek, adeta söke söke alacağız. Esasen bu şekilde mücadeleyle mesafe katetmek ülkemizi kamu kuruluşları ve özel sektörüyle krizlere karşı daha güçlü, daha bağışık, daha esnek hale getiriyor. Biz, sağlıktan ekonomiye, diplomasiden güvenliğe kadar her konuda kendimize güveniyoruz. Bu konuda kimlerin zafiyeti olduğunu önce mülteci krizinde ardından salgın döneminde hep birlikte gördük. Gücümüzün haklılığımızından geldiğini, sonunda mutlaka başarıya ulaşacağımıza inanıyoruz. Bugünkü açılışlarımıza da işte bu yolda atılmış önemli bir adım olarak değerlendiriyorum."

Son 18 senede bilhassa Türkiye'ye kazandırılan eserler ve hizmetlerle 2 mühim hedefi beraber yaptıklarını belirten Erdoğan, "Öncelikle geçmiş 79 yılın eksiklerini tamamladık. Eğitimde okul sayımızı 87 bine, öğretmen sayımızı 965 bine çıkartarak 132 yeni üniversite kurmak suretiyle yükseköğrenimi yaygınlaştırarak fırsat eşitliği sağladık. Sağlıkta inşa ettiğimiz ve ambulansından cihazına kadar en modern şekilde donattığımız her seviyedeki 8 bin 500 sağlık kurumumuz, tüm dünyanın gıpta ile baktığı genel sağlık sigortamız, yeni istihdam ettiğimiz 723 bin sağlık personelimiz ile tarihi bir reformu hayata geçirdik. Ulaşımda inşa ettiğimiz 21 bin kilometre yeni bölünmüş yol, 1400 kilometre yeni otoyol, 473 kilometre yeni tünel, yakında uzunluğu 2 bin kilometreyi bulacak yüksek hızlı tren hattı, hizmete açtığımız 30 yeni havalimanı ile sadece mesafeleri kısaltmakla kalmadık, gönülleri de birbirine yakınlaştırdık." dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 18 senede uygulamaya konan projelerle ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Sanayide KOBİ'leri ve organize sanayi bölgelerini destekleyerek, yüksek teknolojiye bağlı üretimi teşvik ederek, kendi ihtiyacımızı karşılamanın ötesinde ihracatımızın gücünü artırdık. Savunma sanayisinde mevcut 62 savunma sanayisi projesinin üzerine bütçesi 60 milyar doları bulan 700 proje daha ekleyerek kendi kendimize yeterlilik oranımızı yüzde 20'lerden yüzde 70'ler seviyesine çıkardık. TOKİ vasıtasıyla vatandaşlarımızın hesaplı, hızlı ve güvenilir şekilde ev sahibi olmasına öncülük ederken, millet bahçeleri ve millet kıraathaneleriyle şehirlerimizdeki hayat kalitesini yükselttik. Şu an itibarıyla bakınız bu yıl 120 bin TOKİ konutu hızla hayata geçirmenin gayreti içerisinde.

Otomobilde aynı şekilde şu an yoğun otomobil satışı var. Tarımda kapsamlı destekleme ödemeleriyle çiftçimizin alın terinin karşılığını almasını sağlarken bu sektördeki üretim ve ihracatımızın değerini yaklaşık 5 kat artırdık. Her alanda hamdolsun benzer başarı tablolarıyla karşı karşıyayız. Bütün bunlar cumhuriyet tarihinin tamamında yapılanların katbekat üzerinde yatırımları eserleri hizmetleri ifade ediyor. Aynı zamanda bu çalışmalar, ülkemizin gelecek yarım asırda yapacağı atılımların da altyapısıdır. Bir başka ifadeyle evlatlarımız, 2053, 2071 vizyonlarını işte bu temel üzerinde inşa edecekler, yükselteceklerdir. Şayet biz 2002'de böyle bir Türkiye devralmış olsaydık bugün nerede bulunabileceğimizi tahayyül dahi edemiyoruz. İnşallah bizim bugüne kadar yaptıklarımız, bundan sonra yapacaklarımız ve bizden sonra ülkenin yönetimini devredeceğimiz evlatlarımızın gayretleriyle milletimizi hak ettiği seviyeye çıkartacaktır."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ciddi mücadeleler ve gayretler neticesinde temin edilen güven ortamının enerji yatırımlarına da pozitif yönde yansıdığını ifade ederek, şu açıklamalarda bulundu:

"Öncelikle yerli ve uluslararası yatırımcının Türkiye'nin geleceğine, enerjisine ve hukukuna güvenmesini sağladık. Bu sayede son 18 yılda kamu ve özel sektör eliyle enerjiye 100 milyar doların üzerinde yatırım yapılmasını temin etik. Sıvılaştırılmış gaz, yüzer depolama ve yeniden gazlaştırma terminali yanında yer altı doğalgaz depolama tesisleriyle arz istikrarı oluşturduk. Bölgemizin ilk ve tek doğalgaz satış piyasasını devreye aldık. Doğalgazı 81 ilimizin tamamına götürdük. TANAP ve TürkAkım gibi uluslararası boru hatlarıyla Türkiye'nin enerjide merkez ülke rolünü pekiştirdik."

Denizlerde Fatih ile Yavuz sondaj gemileriyle sondaj çalışmaları yapıldığını hatırlatan Erdoğan, "Türkiye'ye özellikle ülkemize karşı Doğu Akdeniz'de kurulmaya çalışılan oyunları ve tuzakları yerle bir ettik. Doğu Akdeniz'in ardından Karadeniz'de de arama ve sondaj çalışmaları için harekete geçtik. Uluslararası hukuktan kaynaklı haklarımızdan taviz vermeden bu çalışmaları sürdüreceğiz. Akkuyu Nükleer Güç Santralimizin ilk reaktörünü inşallah, 2023'te devreye alıyoruz. Bu projeyle hem elektrik üretimimizi çeşitlendirmiş hem de enerji portföyümüzün daha dengeli bir yapıya kavuşmasını sağlamış olacağız." diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, madenlerin gün yüzüne çıkarılması için oldukça yoğun bir faaliyet içerisinde içinde olduklarına işaret ederek, kömür üretiminde cumhuriyet tarihinin rekoruna imza atarak, 101,5 milyon tona kadar gelindiği bilgisini aktardı.

Bor cevheri başta olarak başka madenlerde de işlenmiş ürün devrini başlattıklarını belirten Erdoğan, açıklamalarına şu sözlerle devam etti:

"Daha önce teknoloji yetersizliği nedeniyle yurt dışına ham madde olarak sattığımız madenlerimizi artık burada kendi teknolojimiz, kendi insan kaynağımızla işleyerek ihraç edeceğiz. Böylece madenlerimizin değeri yerine göre 1'e 8'e, 1'e 24'e, bu kadar artan oranlarda inşallah değer kazandıracağız. Enerji yatırımlarımızdan en büyük payı yenilenebilir enerji sektörümüz aldı. İşte bugün attığımız adımlarda yenilenebilir enerjiyi görüyoruz. Yenilenebilir enerjide dünyanın sayılı ülkeleri arasındayız. Yenilenebilir enerji kurulu gücünde dünyada 13'üncü, Avrupa'da 6'ncı sırada yer alıyoruz. Hidroelektrikte dünyada 9'uncu Avrupa'da 2'nci, rüzgarda dünyada 12'nci, Avrupa'da 7'nci, güneşte dünyada 14'üncü ve Avrupa'da 7'nci, jeotermalde ise dünyada 4'üncü ve Avrupa'da birinci sıradayız.

Tabii amacı üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek olanlara bunları anlatmak mümkün değildir. Çevrecilik ve benzeri kisveler altında koparılan yaygaraların amacı bu yatırımları sekteye uğratarak Türkiye'yi enerjide dışa bağımlılığa mahkum etmektir. Ülkemizin cebinden her yıl dışarıya giden 40-50 milyar dolardan nemalanan fırsatçıların bu yaygaralarını dikkate almadık, almayacağız. Çünkü yerli ve yenilenebilir enerjideki her bir puanlık artış cari açığımızın kapanmasına 100 milyon dolarlık katkı sağlıyor. Yenilenebilir enerjide yerli AR-GE ve yerli teknolojinin gelişmesi için başlattığımız YE-KA modelinde önemli bir aşamaya geldik. Türkiye'nin ilk yerli entegre güneş paneli fabrikasının açılışını ağustos ayında gerçekleştireceğiz. Yıllık, 500 megavatlık güneş paneli üretecek fabrikamız, 1400 kişiyi de istihdam edecek."

"Bu fabrika sadece Türkiye'nin değil, bölgenin de ihtiyacını karşılayacak, özellikle böyle güçlü bir kapasitede üretim yapacak." ifadesini kullanan Erdoğan, Türkiye'nin son 18 senede elektrikte yaklaşık % 5 talep artışıyla OECD ülkeleri arasında ikinci sırada olduğunun çizdi.

Erdoğan, "Bu artışın yerli ve yenilenebilir kaynaklar öncelikli şekilde karşılanması için son 18 yılda yıllık ortalama yüzde 6,1'lik kurulu güç artışıyla OECD ülkeleri arasında ilk sırada yer aldık." ifadelerini kullandı.

Son 18 sene içerisinde devreye konan 68 bin megavat kapasitenin % 55,4'ünün yerli ve % 49,3'ünün de yenilenebilir kaynaklardan oluştuğunu kaydeden Cumhurbaşkanın Erdoğan, bu yatırımların karşılığında 2019 senesinde elektrik üretiminin % 62'sinin yerli ve yenilenebilir kaynaklardan üretim yapıldığını belirtti.

DNC Medya
DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Modal