Cumhurbaşkanı Erdoğan: Macron'un Başını Çektiği Girişimlerin Gayesi İslam ile Hesaplaşmak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 'Fransa İslam'ı, Avrupa İslam'ı gibi kavramların asıl gayesi İslam ve Müslümanlarla hesaplaşmaktır. Hiçbir Müslüman ülkenin böyle bir hadsizliğe rıza göstermesi mümkün değildir' diye konuştu.

20.10.2020-14:56 - (Son Güncelleme: 20.10.2020-16:17) Cumhurbaşkanı Erdoğan: Macron'un Başını Çektiği Girişimlerin Gayesi İslam ile Hesaplaşmak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Diyanet İşleri Başkanlığınca online bir şekilde yapılan İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üye ve Gözlemci Ülkeleri Diyanet İşleri Bakanları/Başkanları/Başmüftüleri İstişare Toplantısı'na video mesaj yolladı.

Tüm dünyayı etkileyen etkileyen koronavirüs pandemisi nedeniyle bu yıl toplantıların dijital platformlar aracılığıyla yapılacağından söz eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, '"Bu vesileyle salgında hayatını kaybeden kardeşlerime Allah'tan rahmet, hastalarımıza acil şifalar temenni ediyorum. Mevla'dan bizi ve tüm insanlığı bu virüs musibetinden bir an önce kurtarmasını niyaz ediyorum.' dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, video konferansla da olsa İslam alimleriyle görüşmekten mutlu olduğu belirterek, açıklamasına şu ifadelerle devam etti:

'Bu anlamlı toplantının icrasında görev alan herkese teşekkür ediyor, istişarelerimizin ülkelerimiz, İslam ümmeti ve tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Rabb'imiz, hayat rehberimiz Kur'an-ı Kerim'de, 'Onların işleri aralarında şura iledir.' buyuruyor. Peygamber Efendimiz ise bir Hadis-i Şeriflerinde, 'Allah istişareyi ümmetim için bir rahmet kıldı.' diyor. İçinden geçtiğimiz bu sancılı ve imtihanlarla dolu dönemde, Müslümanlar olarak birbirimizi daha fazla dinlememiz, daha sık fikir alışverişinde bulunmamız gerektiğine inanıyorum.

'İSTİŞARE KÜLTÜRÜNÜ YAYGINLAŞTIRDIĞIMIZ ÖLÇÜDE SIKINTILARIMIZA ÇÖZÜM ÜRETEBİLİRİZ'

Bu tarz toplantılar, birbirimizi daha iyi anlamamıza imkan vermenin yanı sıra meselelerimizi özgürce konuştuğumuz çok kıymetli platformlardır. Bilhassa inancımızda 'Peygamberlerin varisleri' olarak tavsif edilen siz alimlerimizin bir araya gelmesi, görüş teatisinde bulunması çok önemlidir. Görüş ayrılıklarımızı bir yana bırakıp, çeşitli zeminlerde istişare kültürünü yaygınlaştırdığımız ölçüde sıkıntılarımıza çözüm üretebiliriz.'

'BİRLİKTE RAHMET, AYRILIKTA AZAP VARDIR'

Farklılıklardan daha çok ortak noktalara, ortak konulara yoğunlaşıldığı zaman boyunca problemlerin üstesinden gelinebileceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, şu ifadeleri kullandı:

'Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır.' ikazına uygun şekilde saflarımızı sıklaştırdığımız, birbirimize kenetlendiğimiz sürece dünya ve ahiret saadetine kavuşabiliriz. Buradaki her bir kardeşimin tecrübesinin, tavsiye, tespit ve eleştirilerinin, şahsım başta olmak üzere Türkiye'deki tüm dostlarınız için çok değerli olduğunu özellikle belirtmek istiyorum. Sizlerden omuzlarınızda taşıdığınız yükün ağırlığıyla mütenasip olarak, yolumuzu ve ufkumuzu aydınlatan, cihanşümul kardeşliğimizi güçlendiren kararlara imza atmanızı istirham ediyorum.'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Müslümanların terörden yoksulluğa, cehaletten gelir adaletsizliğine, iç kargaşalardan tefrikaya birçok çetrefil problemle yüzleştiğine dikkat çekere, şu ifadelere yer verdi:

'ÖLENİN DE ÖLDÜRENİN DE 'ALLAH-U EKBER' DEDİĞİ BİR TABLOYU KABUL ETMEMİZ, SİNDİRMEMİZ MÜMKÜN DEĞİLDİR'

'Yemen'den Suriye'ye, Afganistan'dan Libya'ya gönül coğrafyamızın birçok bölgesinde maalesef kan, gözyaşı ve istikrarsızlık kol geziyor. Asırlar boyunca insanlığa ışık tutan ilim, hikmet ve barışla anılan kadim İslam beldelerinden, bugün ne yazık ki feryatlar yükseliyor. Dünya genelinde her gün ortalama bin Müslüman kardeşimizi teröre veya şiddete kurban veriyoruz. Bilhassa ırkçılık, kavmiyetçilik, mezhepçilik ve terör fitnesi, İslam alemini içeriden çökerten sorunlar haline gelmiştir. Ölenin de öldürenin de 'Allah-u Ekber' dediği bir tabloyu bizim kabul etmemiz, içimize sindirmemiz asla mümkün değildir. 'Haksız yere bir insanı öldürmeyi tüm insanlığı öldürmek' olarak kabul eden bir dinin mensupları katliam yapmaz, yapamaz. Peygamber Efendimiz bir Müslümanın nasıl olması gerektiğini tanımlarken 'Müslüman, diğer Müslümanların dilinden ve elinden selamette olduğu kişidir' diyerek, gayet net sınırlar çizmiştir.

Şayet bugün Müslümanlar kardeş kavgasına tutuşmuşsa bunun sebebi Veda Hutbesi'ndeki 'Benden sonra küfre ve sapkınlığa düşüp birbirinizin boynunu vurmayın.' emrine riayet edilmemesidir. Şayet bugün Müslümanlar Irak'tan Yemen'e etnik ve mezhep temelli kavgalarla tüm enerjilerini tüketiyorsa bunun en büyük nedeni Efendimizin 'Sıkı tutunun' buyurduğu Kur'an ve sünnetten uzaklaşmamızdır. Daha önce ifade ettiğim gibi bizim ne Sünnilik ne de Şiilik diye bir dinimiz vardır; bizim dinimiz İslam'dır. Müslüman olmak, alemlere rahmet olarak gönderilen kutlu Nebi'ye ümmet olmak bize şeref olarak yeter. Allah'a kulluğun dışında bir paye arayan kimse büyük bir gaflet içindedir. Biz üstünlüğün malda, mülkte, ırkta değil; takvada olduğuna inanıyor, böyle iman ediyoruz.'

İslam toplumlarını içeriden zarar veren ara bozuculukların ortadan kaldırılmasında, siyasilerle birlikte bilhassa alimlere oldukça vazifeler düştüğünü ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Bunun için öncelikle Allah'ın ipine sımsıkı sarılacak, fitneye düşmeyecek, kardeşliğimize asla halel getirmeyeceğiz. Emperyalistlerin bizi Şii-Sünni, siyah-beyaz, Türk, Kürt, Arap, Farisi diye bölmesine müsaade etmeyeceğiz. Birbirimizi etnik kimliğinden, kabilesinden, ırkından dolayı değil; sadece ve sadece Allah için, Allah'ın rızası için seveceğiz. Günlük siyasi tartışmaların ümmet bilincimizi gölgelemesine, aramızdaki kardeşlik hukukunu zedelemesine asla izin vermeyeceğiz. Unutmayalım ki 'Kainat boşluk kabul etmez.' Hak ve hakikatin geri çekildiği yeri hemen batıl işgal eder.' şeklinde konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilhassa dini meselelerde boşluğun sonunun, dünya ve ahirette hüsran olduğunu belirterek, 'İnsanlar, dini alandaki susuzluklarını, sahih kaynaklardan gideremezlerse DEAŞ, FETÖ, El Şebab, Boko Haram gibi terör örgütlerinin, İslam'a mugayir sapkın yapıların pençesine düşeceklerdir. Bugün sosyal hayatta yüzleştiğimiz pek çok problemin gerisinde İslam'ın doğru bilinmemesi ve doğru anlaşılmaması vardır. Dinimizin cihanşümul ilkeleri ile hayatın gerçeklikleri arasında güçlü ve muhkem bir bağ kurulması bu bakımdan çok mühimdir. Ülkelerimizden başlayarak tüm dünyada sahih İslam anlayışının yayılması ve dinimizin hakiki mesajlarının duyurulması büyük önem arz ediyor. Yeni medya araçlarını kullanarak bu konuda hepimizin gayret sarf etmesi gerekiyor.' şeklinde konuştu.

Müslümanların içinde olduğu bu hüzünlü manzaranın, emperyalistlere ve İslam düşmanlarına cüret verdiğini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, ifadelerini şu sözlerle sürdürdü:

'İslam'ın yükselişinden rahatsız olanlar, bizzat kendilerinin sebep olduğu krizleri öne sürerek, dinimize saldırmaktadır. İslam ve Müslüman karşıtı söylemler, günümüzde Batılı siyasetçilerin başarısızlıklarını örtmek için başvurdukları en kullanışlı aparatlardır. Yakın zamanda gündeme getirilen 'Fransız İslam'ı', 'Avrupa İslam'ı', 'Avusturya İslam'ı' gibi kavramlar, bunun en son örnekleridir. Fransa Cumhurbaşkanı Macron'un başını çektiği bu tür girişimlerin esas gayesi, İslam'la ve Müslümanlarla hesaplaşmaktır. 'Aşırılıkla mücadele' kisvesi altında terörle mücadeleden ziyade; zulme tepki vermeyen, zalime ses çıkarmayan pasif, pısırık, korkak, iddiasız bir Müslüman vatandaş profili hedefleniyor.'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dinin yalnızca evde yaşandığı, sokakta, çarşıda, iş yerinde, sosyal hayatta dine, dini ilkelere ve dini sembollere müsaade edilmediği İslam karşıtı bir düzenin kurulmak istendiğinin altı çizilerek, 'Dinin devlet eliyle kontrol edildiği, baskı altına alındığı, çok daha vahimi, biçimlendirilmeye çalışıldığı bu sistemin adı demokrasi değil, totaliterliktir. Hiçbirimizin, hiçbir Müslüman ülkenin böyle bir hadsizliğe rıza göstermesi mümkün değildir. Dışarıdan sistemli şekilde yürütülen saldırılar, içerden bu saldırılara zemin hazırlatan hatalar, dinimizin ruhuna asla nüfuz edemeyecektir.' denildi.

Dinin alanını büyütmek ya da küçültmek gibi özden uzak teşebbüsler yerine, dinin özünü fark etmeye ve anlamaya yönelmenin, yeni kapıların açılmasını mutlaka yanında getireceğini ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Ümmetin ve yeryüzünün umudu olarak gördüğüm siz değerli alim ve münevverlerimizin bu konuda da öncü bir rol üstleneceğine inanıyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken iştirakleriniz için her birinize tekrar teşekkür ediyorum. Rabb'im, bizleri Kur'an'ın ve Sünneti Seniyye'nin aydınlık yolundan ayırmasın diyor, sizleri bir kez daha selamların en güzeliyle selamlıyorum.' diye konuştu.

DNC Medya
DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Modal