Pakistan Nasıl Nükleer Güç Oldu ?

Pakistan'ın nükleer gücünün hikâyesi, Hindistan"ın 1974 yılında Poharan kentinde ilk nükleer denemesini yapmasıyla başladı

24.05.2019-15:17 - (Son Güncelleme: 25.05.2019-13:39)

Pakistan"ın nükleer gücünün hikâyesi, Hindistan"ın 1974 yılında Poharan kentinde ilk nükleer denemesini yapmasıyla başladı. Bu nükleer deneme karşısında Pakistan kendi güvenliğini ciddi bir tehdit içerisinde hissetti.

Ezeli rakip Hindistan 3 defa savaş açtığı komşusu Pakistan"a karşı güç dengesini kendi lehine çevirmişti. Pakistan"ın ise buna seyirci kalma ihtimali olamazdı. Düşman ülke Hindistan"ın nükleer güce sahip olmasıyla Pakistan'da da çalışmalara başlandı. Pakistan"ın artık yeni bir amacı vardı: "Nükleer güce sahip ilk İslam ülkesi olmak." 

1972 senesinde Pakistan Devlet Başkanı Zülfikar Ali Butto ile dönemin Hindistan Başbakanı İndira Gandi arasında Simla Konferansı gerçekleşmiş, iki ülke karşılıklı saldırmazlık antlaşması imzalamıştı.

Ancak Hindistan kısa bir sürenin ardından ilk nükleer denemesini gerçekleştirince Pakistan için başka bir seçenek kalmadığı anlaşıldı. Zulfikar Ali Butto, Pakistan"ın kararlılığını belirten o tarihi cümlesini söyledi: 

"Kuru ot yiyeceğiz, aç kalacağız ama nükleer bomba yapacağız." Multan"da düzenlenen bir toplantıdan sonra uzun soluklu nükleer çalışmaların ilk adımı atılır.

Pakistan ilk olarak 1976 yılında nükleer araştırma laboratuvarlarını kurdu. 6 senelik bir süre içerisinde uranyum geliştirme tekniği sağlandı. Nükleer güce giden tüm engeller tek tek ortadan kaldırıldı. Nükleer çalışmalar oldukça gizli yürütülüyordu. Çalışmalar sırasında gereken ve Pakistan Ordusu"na sağlanmayan bir çok malzeme özel şirketler aracılığıyla temin edilecektir. 

Çekilen onca zahmet neticesinde, Pakistan dünyanın 7"nci nükleer gücü olur. 

Hindistan"ın 10 Mayıs 1998 tarihinde düzenlediği 3 nükleer denemeden sonra Pakistan tarihi bir dönemece vardı. Bu denemelere karşı dönemin Başbakanı Navaz Şerif, iddialı bir şekilde konuşarak: "Üç günde biz de yaparız." Bu sözlerle Pakistan kamuoyu ayağa kalktı. Herkes, "Nükleer denemeyi ya şimdi yapacağız ya da hiç bir zaman."şeklinde düşünüyordu.

Deneme yapması durumunda Amerika"nın uygulayacağı yaptırım hatırlatılınca dönemin Dışişleri Bakanı Gohar Eyüp Han şunları söyledi: "Biz kendimize yeteriz. Yasaklar ve ambargolar bizi durduramaz.

Hindistan"a yanıt vereceğiz." Bu sözler üzerine son noktayı koyan Başbakan Şerif: "Pakistan milleti çorba içmeye mahkum olsa da nükleer denemeleri yapacağız." ifadesinde bulundu.

Navaz Şerif bu sözlerinin sonra görkemli Başbakanlık Sarayı"nı "Milletim gibi ben de fedakarlık yapmak zorundayım" diyerek terk etti ve daha sade bir yere yerleşti. Başbakan Navaz Şerif, Genelkurmay Başkanı Cihangir Karamat ve nükleer programın ardındaki beyin olan ünlü fizikçi Abdülkadir Han kararı berbaber verdiler. Tüm dünyanın baskılarına karşın denemeler gerçekleştirilecekti. Denemenin yapılacağı günün gecesinde, Amerika Birleşik Devletleri Başbakanı Bill Clinton bir kere daha telefon ederek Navaz Şerif'e bombayı patlamamasını söyledi.

Ancak Pakistan bu konuda oldukça kararlıydı ve hedeflediği şeyi yaptı. 28 Mayıs 1998 tarihinde Balucistan eyaletinde peş peşe 5 nükleer deneme gerçekleştirdi. Denemeler başarılı geçimişti.  Pakistan tarihinin belki de en coşkulu günü bugündü. 

İSLAM BOMBASI 

Pakistan"ın bu başarısı diğer İslam ülkelerini de memnun etti. Ancak dünyanın baskısı çok geçmeden hissedildi. Pakistan"a ambargo uygulanması gündeme geldi. İsrail, İngiltere, Amerika, Japonya, Rusya ve birçok ülke Pakistan"a yaptırım uygulamaya başladı.

Yahudi lobisi de ayaklandı. Pakistan, İsrail"i kesinlikle tanımadığını dile getiriyor ve İsrail'le en küçük bir diyaloğu bile onaylamıyordu. İsrail, Pakistan"ın nükleer gücünü en az Hindistan kadar kendi varlığına çevrilmiş bir tehdit olarak görüyor, Pakistan"ın Arap ülkelerine nükleer teknoloji transfer etmesinden endişe duyuyordu. Pakistan pasaportlarında geçen bir cümle İsrail"in kaygılarının nedenini açıkça gösteyirdu: "Pakistan İslam Cumhuriyeti Pasaportu, İsrail dışında tüm ülkelerde geçerlidir."

Dünya basını Pakistan"ın nükleer bombalarına hemen "İslam bombası" adını taktı. İsrail"in bombaları Yahudi bombası, Amerika"nın bombaları Hıristiyan bombası, Hindistan"ınkiler Hindu bombası olarak nitelendirilmiyordu ancak Pakistan"ın bombası İslam bombası olarak yaftalanmıştı.

Pakistan bu baskılara boyun eğmedi. Geri adım atacağı düşünülürken Pakistan"ın kararlı yanıtı dünya kamuoyunun beklediğinin tersine gerçekleşti. Pakistan 48 saat içerisinde 2 nükleer deneme daha gerçekleştirdi.

Dönemin Cumhurbaşkanı Refik Tarar olağanüstü hal ilan etti. Bankalar kapandı, döviz alışverişine yasak getirildi.

İngiltere ve Avustralya, Pakistan"dan büyükelçilerini geri çağıran ilk ülkeler oldu. 

ANKARA'DAN TELEFON

Bütün bunlar meydana gelirken Pakistan"a Ankara"dan bir telefon açıldı. Telefonu açan Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel idi. Demirel, Navaz Şerif"e gerginliği sonlandırma talebinde bulunuyordu. Şerif, Demirel"e, "Hindistan"ın denemelerinden sorna ülkemizin güvenliği tehlikeye girdi" dedi. Süleyman Demirel, Türkiye"nin takip edeceği politikayı "Dost ve kardeş Pakistan"a gereken destek verilecek" sözleriyle anlatıyordu.

Pakistan"a bir destek de Çin hükümetinden geldi. Çin, Pakistan"a uygulanacak yaptırımları veto edeceğini duyurdu.

Amerika ve Batı ülkeleri, Hindistan"ın nükleer gücünün Çin"i dengeleyeceği düşüncesindelerdi. Çin de bu konudaki tavrını net bir şekilde belirterek Pakistan'a destek olacaktı.

PAKİSTAN'IN NÜKLEER BAŞARISI

Bu gelişmelere ek olarak dünyanın koyduğu yoğun ambargo Pakistan'ı oldukça bunalttı. Ekonomik kriz hat safhaya çıktı. Tüm zorluklara karşın Pakistan nükleer güç olma kararından gerö dönmedi ve Pakistan, Hindistan'dan sonra dünyanın 7"nci nükleer gücü olmayı başardı.

ABD, Rusya, Fransa gibi imtiyazlı nükleer kulübün üyesi değildi, fakat Hindistan, İsrail gibi uluslararası hukukun kapsama alanı haricinde Pakistan da bir nükleer güce sahipti.

PAKİSTAN'IN NÜKLEER BEYNİ

Pakistan nükleer güç olma adına ilk adımını Zülfikar Ali Butto döneminde attı. Proje ve çalışmalar Ziya Ül Hak zamanında bir hayli gelişti. Benazir Butto zamanında ise el altından çalışmalar devam ettirildi.

Son Dakika Dünya Haberleri için aşağıya kaydırın.


DNC Medya
DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Modal