Katil Dışarıda

Cemal Kaşıkçı cinayetinin 2. yıl dönümü geldi çattı. Cinayetle ilgili detaylar merak edilirken Cemal Kaşıkçı cinayeti nasıl oldu? Cemal Kaşıkçı cinayeti nerede işlendi? gibi konular araştırılıyor. İşte Cemal Kaşıkçı cinayetine dair tüm detaylar...

01.10.2020-15:19 - (Son Güncelleme: 02.10.2020-11:04) Katil Dışarıda

Haber365 Özel Haber/Hasan Birgül

Cemal Kaşıkçı 2 Ekim 2018’de evlilik hazırlıkları sebebiyle belge almak için Suudi Arabistan’ın İstanbul Başkonsolosluğu binasına giren gazeteci Kaşıkçı, bir daha konsolosluktan çıkamadı. Cemal Kaşıkçı'nın Nişanlısı Hatice Cengiz’in Türk makamlarına olayı aktarmasının ardından 59 yaşındaki gazetecinin Suudi Arabistan’dan gelen bir infaz timi tarafından öldürüldüğü kesinleşti. Fakat Kaşıkçı’nın cesedi aradan iki yıl geçmesine rağmen net bir şekilde açıklanamadı. 

 CEMAL KAŞIKÇI CİNAYETİ

Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'ndan canlı çıkamayan ve Riyad’ın haftalar sonra uluslararası baskılar sonucu öldürüldüğünü kabul etmişti. Cemal Kaşıkçı’ nın infazı örnek olarak tarihe geçti. Fakat olayın üzerinden 2 yıl geçti. Kaşıkçı'nın neden öldürüldüğü ve cesedinin nerede olduğu gibi kilit sorulara henüz net bir yanıt bulunamadı. Olayın neden, nasıl ve kimlerin müdahiliyle gerçekleştiği konusundaki soru işaretlerinin yanı sıra yaşananların nasıl sonuç doğuracağı da henüz belirsizliğini koruyor. 

Suudi Arabistanlı gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın öldürülmesi  gerçekleşme biçimi açısından vahşice bir etki yarattığı net olarak gözlenmektedir.Küresel ve bölgesel siyasette ciddi bir kırılma meydana getirmiştir.

ABD entelektüel ve medya çevrelerinde kabul görmüş ve saygı duyulan bir gazeteci olan Kaşıkçı’nın kendi ülkesinin konsolosluk binasında öldürülmesi tüm dünyada şok etkisi yaratırken olayın doğrudan muhatabı kabul edilen Suudi Arabistan, Türkiye ve ABD küresel gündemin merkezine oturmuştur. Olayın gerçekleştiği ilk andan itibaren yürüttüğü stratejiyle hadisenin uluslararası bir boyut kazanmasını sağlayan Türkiye hem Suudi Arabistan yönetimi hem de ABD üzerinde ciddi bir baskı unsuru oluşturmuştur ve hala sıcaklığı devam etmiştir.

CEMAL KAŞIKÇI KİMDİR VE NEDEN HEDEF HALİNE GELMİŞTİR?

1958 yılında Medine’de doğan Cemal Kaşıkçı ve ailesinin Türkiye’den Suudi Arabistan’a göç ettiği bilinmektedir. Ülkenin kurucusu Kral Abdülaziz Suud’un özel doktorlarından büyükbabası Muhammed Kaşıkçı da dahil olmak üzere Cemal Kaşıkçı’nın küresel anlamda bilinen  önemli pozisyonlarda akrabaları bulunmaktadır. 1970-80’lerde dünya silah pazarında kazandığı servetle dünyanın en zengin insanları listesinde yer alan Adnan Kaşıkçı ise Cemal Kaşıkçı’nın dayısıdır. Paris’te geçirdiği trafik kazasında sevgilisi Lady Diana ile birlikte hayatını kaybeden ünlü iş adamı Dodi el Fayed ise Cemal Kaşıkçı’nın kuzenidir. 2017'de yılında Reina'da gerçekleşen terör saldırısından kurtulanlar arasında olan Hasan Kaşıkçı da bu aileden gelmektedir.

Yükseköğretimini ABD’deki Indiana Üniversitesi’nde işletme eğitimi alarak tamamlayan Kaşıkçı gençlik yıllarında İslami hareketlere ilgi duymuş, özellikle Müslüman Kardeşler hareketiyle ilgilenmiştir. Bu dönemde Suudi Arabistan’daki din adamlarının etkinliğini ve özellikle siyasi İslam’ı temsil eden hareketlere karşı gelişen olumsuz tutumu eleştirmiştir. profesyonel hayatına medya sektöründe başlamış ve ülkenin önemli gazetelerinde görev almıştır. Cemal Kaşıkçı profesyonel hayatına medya sektöründe başlamış ve ülkenin önemli gazetelerinde görev almıştır. 

Kariyerinin ilk önemli görevlerinden birisi 1991’de ülkenin en eski gazetelerinden birisi olan El-Medine’nin genel yayın yönetmeni olmasıdır. Yaklaşık sekiz yıl süren bu görevin ardından ülkedeki İngilizce birkaç gazeteden birisi olan Arab News’te çalışmıştır. Bu yıllarda da eleştirsel tutumunu devam ettiren Kaşıkçı özellikle ülkedeki din adamlarına yönelik söylemlerinden dolayı tepki çekmiş, ve bu nedenle El-Vatan gazetesindeki görevlerinden iki kez ayrılmak zorunda kalmıştır.

2010’da Suudi Arabistanlı milyarder Velid bin Talal’ın fonladığı Bahreyn merkezli ElArab televizyon kanalının başına getirilmiş ancak bu kanal da yayına girdiği gün Bahreynli bir muhalifi konuk ettiği gerekçesiyle kapatılmıştır. 2010’da Tunus’ta başlayan ve daha sonra birçok Ortadoğu ülkesine yayılan Arap devrimleriyle birlikte daha da derinleşmiştir.

Kaşıkçı’nın o dönemdeki eleştirileri Selefilik ve radikalleşme üzerine yoğunlaştığından ülkedeki Vehhabi din adamları Kaşıkçı’yı tehdit etmiş ve uyarmıştır.  Kaşıkçı bu yıllarda Suudi Arabistan’da uzun yıllar istihbarat birimi direktörlüğü yapan ve bir dönem İngiltere ve ABD’de büyükelçilik görevinde bulunan Türki Faysal’a danışmanlık da yapmış ve böylece Suudi rejiminin devlet kademelerindeki birtakım bilgilere vakıf olmuştur.

Kral Abdullah’ın 2015’te hayatını kaybetmesinin ardından göreve gelen Kral Selman’ın politikaları da Kaşıkçı’nın eleştirilerine maruz kalmıştır. Kaşıkçı’nın Kral Selman yönetimiyle yaşadığı en ciddi gerginlik Aralık 2016’da gerçekleşmiştir. ABD’deki Washington Institute tarafından düzenlenen bir panelde konuşan Kaşıkçı, Donald Trump’ın ABD başkanlığı görevine gelmesini eleştirmiş ve Trump’ın Ortadoğu politikalarının bölge için olumsuz sonuçlar doğuracağını iddia etmiştir.

Yaptığı açıklamalar Suudi yönetiminin tepkisini çekerken Riyad, Kaşıkçı’nın editörlüğünü yaptığı ve 2011’den itibaren basılan El-Hayat gazetesinin yayımlanmasını durdurmuştur. Ayrıca Kaşıkçı’nın televizyon programları ve konferanslara katılmasına da yasak getirilmiştir.

Cemal Kaşıkçı açıkçası Kral Selman'ın en önemli hedefi haline gelmiştir ama operasyon için uygun zaman ,uygun yer Suud Hükümeti için önemli olmuştur.

Cemal Kaşıkçı hadisesinde ABD’nin bir taraf haline gelmesi iki temel sebebten dolayı kaçınılmaz hale gelmiştir. Bunlardan ilki Kaşıkçı’nın ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Post’un sürekli yazarı olarak görev yapmasıdır. Washington’ın kendisine sağladığı sürekli oturum izni ile bu ülkede kalan Kaşıkçı başta ABD olmak üzere Batı dünyasındaki birçok ülkedeki basın ve akademi çevrelerinde saygı duyulan bir figür olmuştur. 

SUUDİ YETKİLİLER NEYLE SUÇLANIYOR?

İstanbul savcıları tarafından  hazırlanan iddianamede toplam 20 sanık yer alıyor. Sanıkların tamamı gıyaben yargılanıyor.

Bunlar arasında Suudi Arabistan istihbaratının eski başkan vekili Ahmed El Asiri ve kraliyet ailesinin eski danışmanlarından Suud El Kahtani de var. Bu iki üst düzey Suudi yetkili, tasarlayarak ve canavarca hisle adam öldürmekten suçlanıyor.

İddianamede adı geçen 18 sanık arasında, Suudi bir adli tıp uzmanı ve daha önce Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın yurtdışı gezilerine de katıldığı bilinen iki Suudi istihbarat yetkilisi de bulumaktadır.

Bu 18 sanığın, Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın politikalarını eleştiren Cemal Kaşıkçı’yı boğarak öldürdüğü net olarak bilinmektedir.

İddianamede yer alan suçlamalar, tanık ifadeleri, Cemal Kaşıkçı’nın akıllı saati gibi dijital cihazlarının analizi ve Türkiye’ye giriş-çıkış yapan Suudi yetkililerin seyahat kayıtlarına dayanmaktadır.

Türkiye Suudi yetkilileri soruşturmaları engellemekle suçluyor, Riyad ise Türk savcıların bilgi paylaşımı taleplerine karşılık vermediğini söylüyor. Suud yetkililer olayı kapatmanın derdin oldukları için iddianameye taş koymuşlardır. Türk yetkililer Cemal Kaşıkçı’nın cesedinin parçalara ayrıldığını ve konsolosluk binasından çıkarıldığını iddia etti. Cemal Kaşıkçı’nın cesedi hala bulunamamıştır.

Türkiye ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerde gerilime yol açmıştır. Cinayet, Suudi Veliaht Prens Muhammed bin Selman’ın uluslararası itibarını ciddi anlamda zedelemiştir.

Bazı batılı ülkelerin hükümetleri ve Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA Kaşıkçı’nın öldürülmesi emrini Muhammed bin Selman’ın verdiği kanısında olduklarını net belgelerle açıklamıştır.

Veliaht Prens Muhammed bin Selman Kaşıkçı cinayeti emrini kendisinin verdiğini yalanladı ancak Suudi Arabistan’ın fiili lideri olarak nihai sorumluluğun kendisinde olduğunu itiraf etti. Suudi Arabistan cinayetin işlendiği dönemde Kaşıkçı’nın öldürülmesinde rolü olduğu iddialarını yalanlamış, ancak ondan sonraki süreçte farklı ve çarpıcı açıklamalar yaptı.

Suudi Arabistan’ın Birleşmiş Milletler nezdindeki temsilcisi Abdullah El Muallimi, Riyad’ın Türk yetkililerle hukuki süreç konusunda işbirliği yapıp yapmayacağının sorulması üzerine, Ankara’dan Suudi savcılarla elindeki delilleri paylaşmasını istediklerini ancak bu talebe yanıt gelmediğini söyledi.

Suudi temsilci, skandal açıklaması ise ‘’Türkiye Suudi Arabistan’la işbirliği yapmıyor’ dedi.

SUUD HÜKÜMETİNİN ADIMLARI NELER OLDU

Suudi Arabistan’daki mahkeme; Cemal Kaşıkçı cinayetiyle bağlantılı olarak beş kişiye idam cezası, üç kişiye de hapis cezası verilmesine hükmetti. 

Cemal Kaşıkçı’nın ailesi ise cinayeti işleyenleri affettiklerini açıkladı. Aileden gelen bu açıklama idam cezasına çarptırılan sanıkların bu cezasının infaz edilmemesinin önünü açtı.

Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz ise davada ya da af sürecinde hukuk ilkelerinin gözetilmediğini  basın açıklaması ve Tv programlarında net olarak söyledi. Suudi Arabistan’da cinayetle ilgili görülen davada ceza alan yetkililerin adlarının gizli tutulduğunu ve bu nedenle yargılamanın meşru olarak kabul edilemeyeceğini savundu. Suud hükümeti Cemal Kaşıkçı'nın oğullarını net olarak tehdit etmiştir.

Uluslararası kamuoyunu sarsan cinayete ilişkin geçtiğimiz yıl bir rapor hazırlayan BM Özel Raportörü Agnes Callamard, Kaşıkçı’nın kasıtlı, planlı bir cinayete kurban gittiği sonucuna varılmıştır ve kapsamlı bir rapor yayınlanmıştır.

Suudi Arabistan  konsolosluğu Türkiye istihbaratı tarafından dinleniyordu. Cinayetin planlanma ve infaz aşamaları kaydedildi. Ses kayıtları çok az kişi tarafından dinlendi.

Ses kaydını dinleyenlerden ikisi,  geçtiğimiz dönemlerde BBC'nin Panaroma programına konuştu.

Bu kişilerden biri, İngiliz hukukçu Barones Helena Kennedy;

Bir kişinin sesini dinlemenin dehşeti, o kişinin sesindeki korku ve yaşanan bir olayı dinliyor olmanız.Bunların hepsi ürpermenize neden oluyor. açıklamasını yaptı.

Kennedy, Suudi infaz timi arasında geçen konuşmalardan detaylı notlar aldığınıda anlatmıştı.

Güldüklerini duyabiliyorsunuz. Kan donduran bir iş. Bu adamın içeri gireceğini, öldürüleceğini ve parçalara ayrılacağını bilerek orada bekliyorlar.

Kennedy, Kaşıkçı cinayetini soruşturan BM Yargısız ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü Agnes Callamard'ın yönetimindeki ekibe katılması için davet almıştır. Bu arada ses kayıtlarından anladığı kadarıyla Kennedy, operasyonu Maher Abdulaziz Mutreb'in yönettiğini düşünüyor. Bu olayın üzerinde 2 yıl geçti bir takım cezalar verildi ama asıl katil hala dışarıda.

 

DNC Medya
DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr
YORUM YAZ..

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

Modal