Sıradaki Videolar
25 Nisan 2024 Perşembe 07:06 - (Son güncelleme: 13 Nisan 2024 Cumartesi 04:40)

Analiz ve Akış - 02.08.19 - Suriyeli Mülteci Sorunu

Furkan hasdemir: analiz ve akış programına hepiniz hoşgeldiniz. bugün kü konuğum halit emre aydın.

Furkan Hasdemir: Analiz ve Akış programına hepiniz hoşgeldiniz. Bugün kü konuğum Halit Emre Aydın. Efendim hoşgeldiniz.
Halit Emre Aydın: Hoşbulduk Furkancığım.
Furkan Hasdemir: Şimdi ben hızlıca giriş yapmak istiyorum müsaadeniz olursa. Uzun zamandır Türkiyenin gündemini meşgul eden bir Suriye'nin mülteci meselesi var. Sayın İçişleri Bakanımız Süleyman Soylu bu konuyla ilgili bir çaıklama yaptı. Dedi ki; Türkiye'de vatandaşlık verilen Sıuriyeli sayısı 92 bindir. Bu açıklamayla birlikte...
Halit Emre Aydın: Ben açıklamayı dinleyemedim. Bu 92 binin ne kadarı Türkiye'de doğan çocuklar?
Furkan Hasdemir: Açıklamanın detayı şuydu: 47 bini yetişkin, 43 bini çocuk şeklinde bir detay vardı.
Halit Emre Aydın: Onlarında büyük bölümü muhtemelen burada doğan çocuklar.
Furkan Hasdemir: Muhtemelen. Ne dersiniz? Genel anlamda hem Suriyeli mülteci sorununu soruyorum hem bu vatandaşlık mevzusunu soruyorum.
Halit Emre Aydın: Şimdi vatandaşlık meselesi başlı başına değerlendirilmesi gereken bir mesele ama sosyal medyada bizim takip ettiğimiz tezviratlarla Sayın Süleyman Soylu'nun verdiği rakamı kıyasladığımız zaman arada Amerika'nın tabiriyle "Up on the hill" var. Uçurum var. 3,5 - 4 milyon insanın olduğu bir yerde totalde 90 bin kişi civarı bir rakamdan bahsediyorsun. Yüzde 5 civarı bir şey yapar ki yani 78 - 80 milyonluık bir ülkede yüzde 5'lik bir açıkçasını istersen vatandaşlık verilmiş olması da çok anormal bir durum değil.
Furkan Hasdemir: Şimdi müsaade ederseniz tam rakamı söyleyeyim ben size. 92 bin 280 Suriyeliye vatandaşlık verilmiş. Bunların 47 bini ergin, 45 bin 280'i çocuk.
Halit Emre Aydın: Tamam 45 binin de muhtemelen büyük çoğunluğu dediğim gibi Türkiye'de doğan çocuklardır. Yani totalde 4 milyon civarıda Suriyelinin Türkiye'de olduğu Türkiye nüfusunun da 80 milyon+ olduğu düşünüldüğünde 90 bin rakamı çok üzerine konuşulacak bir rakam değil. 90 bin dediğimiz rakam Türkiye sathı mahallinde değerlendirdiğimiz zaman Türkiye'nin ortalama bir ilçesi demektir. Dolayısıyla bu konuyla alakalı çok velvele yaygara koparan kişilerin "Vatandaşlık veriliyor Suriyeliler" yani bunun hepsini bir yere toplasak, Türkiye'de yaklaşık 890 tane ilçe var, 1 tane ilçe etmiyorlar bile. Dolayısıyla dediğim gibi 4 milyon insanın olduğu yerde yüzde 5 normal ama genel olarak Suriyeli meselesi üzerinden tezeükkür ve tefekkür yapmak gerekirse.
Şimdi Suriyeli meselesi çok hassas bir mesele. Böyle üzerine tamamen nefsani şekilde veya tamamen bencilce, narsistçe konuya yaklaşarak yorum yaparsak açıkçasını istersen hem bu güne kadar ortaya koymuş olduğumuz ensarlık vasfına zarar vereceğimizi düşünüyourm. Hem de tarihsel misyonu itibariyle milletimizin bu güne kadar bu anlamda bir çok millete göstermiş olduğu kadirşinaslığı, misafirperverliği bizim neslin bir anlamda akamete uğratması gibi bir durum ortaya çıkar gibi değerlendiriyorum.
Şimdi bir kere şunu ifade edeyim. Biz 1600'lü yıllarda yani 16. yüzyılda daha doğrusu İspanya'dan kaçan Yahudilere kucak açtık. Biz tarihin bir çok döneminde bizimle aynı dinden olmayan bizimle aynı ırkatan olmayan bizimle aynı millet unsurlarını kalbi olarak veya zihinsel olarak hissetmeyen bir çok topluluğa kucak açmış bir milletiz. Hele hele hele ki bundan 70, 80, 100 sene öncesine kadar bizimle kapı komşusu olan Çanakkale'deki Diyarbakır'daki, Trabzon'daki adamdan millet olma itibariyle farkı olmayan atalarımızın 500 sene yönettiği topraklardaki kardeşlerimizi terketmemiz veya onları kabul etmememiz zaten söz konusu olamazdı. Ama bir çok meselede olduğu gibi bu meselede de hem yetkililer hem de vatandaşlar maalesef o gri alanı belirlemede yeteri kadar hassas davranmadılar. Bu gri alandan kastettiğim şey şu; Senin de muhakkak dikkatini çekiyordur. Bu konuda insanlar ya tamamen siyah ya tamamen beyaz. Ya ifrat ya tefrit noktasına gidiyorlar.
E şimdi Suriyeliler biz kucaklarken bir takım kuralları daha net ortaya koymalıydık. Bu kurallar nedir? Nerede ikamet edecekleridir. Bu kurallar nedir? Nereden istihdam edilecekleri ve hangi koşullarda istihdam edilecekleridir. Bu kurallar nedir? Suriyelilerin geldikleri an itibariyle detaylı bir şekilde kayıt altına alınıp onların nasıl geriye dönecekleri ve nereye geri dönecekleri konusunun planlanması demektir. Şimdi bunların hepsini alt alta koyduğumuz zaman Türkiye bir insanlık vazifesi olarak bir Müslümanlık vazifesi olarak ne yaptı, yaklaşık 8-9 sene öncesinden itibaren sınırlarına gelen Suriyeli kardeşlerimizi öncelikle Türkmenleri arkasından diğer Arapları ve Kürtleri kabul etti. Bunları kabul ederken bunları planlı ve programlı bir şekilde maalesef yerleştirmedi. Bu yerleştirme esnasındaki gevşeklik bu insanların doğal olarak yani, basit yaklaşayım bugün Türkiye içinde de büyük şehirlere bir göç var. Ki bu insanlar Suriye'de bütün evlerini barklarını bahçelerini bağlarını bırakıp gelmişler. Hayatlarını devam ettirmek için ekmek kazanmak zorundalar.
Bizim kendi ülkemizdeki adam bile Sivas'tan Trabzon'dan Van'dan çıkıp büyükşehirlere giderken bu adam da mecbur büyükşehire gidecek. Ama o zaman devletin buna müsaade etmemesi ve bu insanların nasıl istihdam edileceğini bir kayıt altına alması, bir kurala bağlaması lazımdı. Şimdi bugün bir kuralsızlığı, alışkanlık haline getirdi. İşveren de alışkanlık haline getirdi, Suriyeliler de alışkanlık haline getirdi. Şimdi ne yapıyor İçişleri Bakanlığımız, haklı olarak bu kuralı işletiyor. Bir karar verdi ve kuralı işletiyor.
Diyor ki, İstanbul'da ikameti olmayan, kaydı olmayan Suriyeliler İstanbul'u terk edecek bir; çalışma kaydı olmayan Suriyeliler çalıştırılmayacak iki; bununla alakalı çeşitli tebligatlar yapılıyor. Tamam bu doğru kuralı işletiyorsunuz ama en başından itibaren, insanların hayat düzenlerini bu matematik çerçevesinde değil de, ilk başta belirlediğiniz kurallar çerçevesinde oluşturmasına müsaade edilmiş olsaydı, bugün yaşanan bu kargaşa yaşanmazdı. Bir daha tekrar ediyorum, birçok meselede olduğu gibi plansızlık, programsızlık ve günün sonunda başka unsurların da devreye girmesiyle bu anlamda bir memnuniyetsizlik ortaya çıkmaya başladı. Net ifade edeyim; bu memnuniyetsizliğin sebebini Suriyeliler olarak görmek çok vicdansızlık ve ahlaksızlık olur.
Ortada yanlış giden bir şeyler var, doğru. Ama, ben sana sorayım; Allah gecinden versin, sen gençken anne babanı kaybetmiş olduğunu düşün. Amcana, teyzene veya dayına sığınmak zorunda kaldığını düşün. Yaşayacağın duygu ne ise, bugün Suriyelilerin yaşadığı duygu o. Onlar da buraya öyle güle oynaya gelmiyorlar.
Burada bizim toplum olarak plansızlığımız ve her şeyi abartmamız, yani gelirken, Macaristan'da ayaklarına çelme takan o gazeteciyi örnek verip "Siz böyle medenisiniz, sizin medeniyetiniz bu kadar, Mehmet Akif'in İstiklal Marşı'nda söylediği 'tek dişi kalmış canavarlık'tan öte bir şey değil" diye hamaset pompalarken, bugün 'Suriyeliler bir an önce defolup gitsin' diyoruz. Olmaz. Bir tutarlılık olması lazım. Ama onların suçu burada en az olan suçtur. Bir daha söylüyorum, doksanlı yıllarda çokça konu edilen baklava ekmek çaldığı için yıllarca hapis yatan çocuğa benzer. Aç olduğu için, ve sen onun önünü açtığın zaman, sen onu kurallar dışında hareket etmesine müsaade ettiğin sürece, sen onu istismar etme zihniyetine geçtiğin sürece adam da doğal olarak hayatını devam ettirmek için o kuralsızlığı bir kaide haline getiriyor. Bu bir boyutu.
İkinci boyutu, ciddi bir iletişim problemi var. Hükümet son bir buçuk seneye kadar, Suriyeliler meselesinde iletişim koordinasyonunu çok iyi götürürken, bugün iletişimdeki el üstünlüğü, benim "mahşerin üç atlısı" diyerek ifade ettiğim, ben ki milliyetçi bir insanım, benim anladığım milliyetçilikten çok öte, milliyetçilik tabiriyle ifade etmekten hicap duyduğum, ırkçılık kisvesiyle,ırkçılık maskesiyle, ırkçılık zihniyetiyle, bir algı operasyonu pompalıyorlar senelerdir. Hükümetin de son bir buçuk iki senedir bu iletişimi doğru yürütmüyor olmasından mütevellit, hassasiyetleri kaşınan bir takım insanlar da bu insanların arkalarına çok kolay takılıyorlar.
Bugün sosyal medyada, Suriyelilerle alakalı haberlerin yüzde doksanı yalan. Özellikle bu konu sosyal medya üzerinden dönen bir mesele. Şimdi bunu bir kenara koyduk. Peki, Suriyeliler özelinde bu yalanlar, doğrulardan çok daha hızlı yayılıyor. Burada bu iletişimi güdenlerin, bu iletişimi takip edenlerin bir sorumluluğu yok mu? Yeteri kadar doğru şekilde cevap vermezseniz, zamanında müdahale etmezseniz, interaktif şekilde insanları bilgilendirmezseniz, insanlar bunun arkasına çok kolay kapılırlar.
Bunu daha da alevlendiren şey şu: Türkiye'de kabul edelim ya da etmeyelim, dile getirelim ya da getirmeyelim, en hafif tabiriyle, iki sene öncesine göre ekonomi daha kırılgan. Ekonominin bu kadar kırılgan olduğu bir ortamda, konunun ilgilileri, "Biz Suriyelilere şu kadar yatırım yaptık, şu kadar para harcadık, şu kadar emek verdik" diye anlattıkları zaman, kendi hanesinde ekonomi problemi yaşayan vatandaş, otomatik olarak Suriyelilere karşı bir öfke, buğuz etme hali veya ondan rahatsız olma hali diyelim hissediyor. Üzerine mahşerin üç atlısının sürekli yalan dolu haber ve söylemleri, en basitinden T.C. Devleti vatandaşlarının içindeki ortalama suç oranıyla, Suriyelilerin suç oranını karşılaştırdığımız zaman hangisinde daha fazla suç oranı var?
Furkan Hasdemir: Tabii ki biz, haber sitemizde de üçüncü sayfa haberlerine yer veriyoruz. Durum ortada. Tabii ki bizim vatandaşlarımızın oranı daha yüksek.
Halit Emre Aydın: Peki, bir soru daha soracağım. Toplamda Suriyelilerle Türklerin veya bizim toplumumuzun, konu edildiği adli vakalarda mağduriyet yaşayanlar Suriyeliler mi yoksa Türkler mi?
Furkan Hasdemir: Tabii ki Suriyeliler.
Halit Emre Aydın: Bu kadar ortadayken, biz nasıl Suriyelileri suçlayabiliriz.
Furkan Hasdemir: Evet sorunu güzel bir şekilde ortaya koydunuz. Çözüm adına bundan sonra ne yapılmalı?
Halit Emre Aydın: Şu an hükümetimizin yaptığı şey zaten çözüm olsun diye yapılıyor.
Furkan Hasdemir: Yeterli mi sizce, ya da çözümde bir hata var mı?
Halit Emre Aydın: Bu kadar kuralsız hareket edilen bir yerde otoriteyi korumak ve sağlamak için bu kadar sert tedbirler almak zorundasın. Bunu şöyle düşün, sen haber sitesi yönetiyorsun, altında yaklaşık 25-30 tane editör çalışıyor. Sen 1 ay boyunca o editörlerin haber girmemesine müsaade edersen, bir ay sonra onların tekrar haber girmesini sağlamak için ne yapmak zorundasın?
Furkan Hasdemir: Sert tedbirler uygulamak zorunda kalırız.
Halit Emre Aydın: Dolayısıyla şu anda hükümetin aldığı tedbirlerin sorgulanacak hali yok. Ama, ben sadece vatandaşımızdan şunu rica edebilirim: Bu insanlar burada keyfe keder bulunmuyorlar. Bu insanlar burayı işgal etmeye gelmediler. Bu insanlar, en son bugün bir video izledim, adam diyor ki, "Burası sizin vatanınız ve biz istiyoruz ki bir an önce gidelim işler düzelsin. Sonuçta biz burada sığıntıyız, yetimiz." Bunu söyleyen Türkmen bir kardeşimiz. Hem dindaşımız, hem sınırın öte yakasında olsa dahi milletimizin bir üyesi. Bakın millet kavramını iyi anlamak lazım; millet demek ortak tarih demektir, millet demek ortak kültür demektir, ortak hedefe bakmak demektir, ortak bilinç demektir. Bu adam, benim milletimin bir parçası. Ve bu adam burada rahatsızlık verdiğini düşündüğü için durmak istemiyor. Bir de üzerine "hadi kalk git" denildiği zaman, bu doğru bir davranış değil. Bu insancıl bir davranış değil.
Bakın gene söylüyorum; biz senelerce batıdaki emsallerimizin bu insanlara gösterdiği edepsiz, haksız, terbiyesiz, vahşi tavrı, sorgulayıp, kendimizle övünüyorduk. O zaman, hepimiz iyilik yapan insanları gördüğümüz zaman, özellikle kendisi zor durumdayken iyilik yapan insanları gördüğümüz zaman takdir etmiyor muyuz? Adamın dibi demiyor muyuz?
Standart Makyevelist bir tavırla standart materyalist bir tavırla standart Türk-İslam medeniyetinin bizim damarlarımıza damıtılmış olan insanlığından nasibini almamış, barbar bir Avrupalı gibi nasıl gitsin dersiniz?
O zaman ne farkınız kaldı, 60'larda, 70'lerde, 80'lerde benim vatandaşımın Almanya'da evini yakan Almanlardan? Ki biz, mecbur değildik. Biz çalışmaya gittik. Onlar ölmemek için buradalar.
Son bir anektod daha anlatayım; Adapazarı'nda meşhum bir olay yaşandı. O olayda bir insanın hamile karısı, çocuğunu taşıyan hamile karısı, ve çocuğu katledildi hain köpekler tarafınan. Adam ne dedi cenazede, "Ben onları korumak için zaten buradaydım, onlar da öldüğüne göre artık Suriye'ye gidebilirim"
Hani diyor ya bazı müptezeller, "Tamam yaşlıları kalsın, gençleri gitsin, kadınlar kalsın, erkekler gitsin"
Tamam kalsınlar, kim onların ekmeğini kazanacak? Kim onlara sahip çıkacak? Türk toplumu, şunun garantisini verebiliyor mu dindaşına, ırkdaşına, "Siz gidin savaşın kardeşim biz burada bunlara canımız pahasına sahip çıkacağız" diye. Yaşanan olaylar ortada.
Allah-u Teala, kendi rızası için kendi kullarına merhamet eden kullarına merhamet eder. Merhamet edersek merhamet görürüz. Herkesin, materyalist davranış biçiminden, bu kadar dünyevileşmiş davranış biçiminden geçerek eskiden "Tanrı misafiri" algısıyla yaklaştığımız bu ve buna benzer insanlara daha merhametli olmaya devam edelim. Ama devletimiz de bu insanların doğru şekilde, nizam içinde kalmasını sağlamak için gerekli adımları alsın.

DNC Medya
DNC Medya
bilgi@haber365.com.tr
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
TÜBİTAK Başkanı Koronavirüs Aşısı ve İlacı İçin Tarih Verdi!

TÜBİTAK Başkanı Koronavirüs Aşısı ve İlacı İçin Ta...

Tübitak başkanı hasan mandal dünya genelinde etkisini artıra...

Kurye Terörü! Sipariş Götürdüğü Binaya İdrarını Yaptı

Kurye Terörü! Sipariş Götürdüğü Binaya İdrarını Ya...

İstanbul beşiktaş'ta bir eve yemek siparişi götüren kur...

Kavun Çekirdeğinin Faydaları Neler?

Kavun Çekirdeğinin Faydaları Neler?

Yaz aylarının en sevilen meyvelerinden kavunu yedikten sonra çekirdekl...

Define Ararken Bulduğu Sandıktan Çıkanlar Ağızları Açık Bıraktı!

Define Ararken Bulduğu Sandıktan Çıkanlar Ağızları...

Rus kökenli bir adam defile bulmak için kazılara başladı. Toprağın met...

Cinsel İçerikli Görüntüleri İnternete Sızan Kadın İntihar Etti

Cinsel İçerikli Görüntüleri İnternete Sızan Kadın...

Cinsel içerikli görüntüleri internete sızan Tiziana Cantone canına kıy...

Kırklareli'de Selim Dede Aşı Olurken Gözyaşlarına Boğuldu

Kırklareli'de Selim Dede Aşı Olurken Gözyaşlarına...

Kırklareli'de 90 yaşındaki Selim Böcükler koronavirüs aşısı olurken gö...

İstiklal'de Salgın Unutuldu

İstiklal'de Salgın Unutuldu

İstanbul'da vatandaşlar kısıtlamanın sonra ermesinin ardından İstiklal...

İznik Gölü Çevresinde Korkutan Yangın!

İznik Gölü Çevresinde Korkutan Yangın!

İznik Gölü kıyısında yer alan Çakırca mevkiinde çıkan yangında 60 dönü...

Malatya'da 8 Köpeğin Bir Kadına Saldırdığı Anlar

Malatya'da 8 Köpeğin Bir Kadına Saldırdığı Anlar

Malatya’nın Yeşilyurt ilçesinde Tecde Mahallesi'nde Saima Yeşil adlı g...

Kelkit Çayı'nda Mahsur Kalan Köpeği İftaiye Kurtardı

Kelkit Çayı'nda Mahsur Kalan Köpeği İftaiye Kurtar...

Tokat'ın Erbaa ilçesindeki Kelkit Çayına düşen köpeği itfaiye ekipleri...

Kovid-19 Aşısı Rehavete Neden Olmasın

Kovid-19 Aşısı Rehavete Neden Olmasın

Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Taşova, aşı uygulamasının rehavete neden...

'Urfa'nın Etrafı' Türküsünün Adele'in 'Rolling in The Deep' Şarkısına Uyarlandı

'Urfa'nın Etrafı' Türküsünün Adele'in 'Rolling in...

Alem FM'de radyo programı yapan Fatih Yıldırım Urfa'nın Etrafı türküsü...

Meteoroloji Uyardı! İstanbul' da Asıl Kış Şimdi Başlıyor

Meteoroloji Uyardı! İstanbul' da Asıl Kış Şimdi Ba...

Türkiye genelinde etkili olacak kar yağışı İstanbul için 16 Şubat'ı gö...

Bilim Kurulu Uyardı! Maskeleri Çıkarmak İçin Herkesin Aşılanması Beklenecek

Bilim Kurulu Uyardı! Maskeleri Çıkarmak İçin Herke...

Koronavirüsle mücadele kapsamında aşı uygulamaları devam etse de uzman...

Muharrem İnce CHP'den İstifa Etti!

Muharrem İnce CHP'den İstifa Etti!

Muharrem İnce Ankara'da gerçekleştirdiği basın açıklamasında CHP'den r...

Tunceli'de  Kovid-19 Bakımevinde Kalan 12 Kişinin Ölümüne Neden Oldu

Tunceli'de Kovid-19 Bakımevinde Kalan 12 Kişinin...

Tunceli'de bakımevinde kalan 12 kişi koronavirüse yakalanarak hayatını...

Ankara'da 7 Köpeğin Hamile Kediyi Öldürdüğü Anlar

Ankara'da 7 Köpeğin Hamile Kediyi Öldürdüğü Anlar

Ankara'nın Polatlı ilçesinde Çamlıca Mahallesi'ndeki Gümüşlü Caddesi’n...

Kayseri'de Korkutan Deprem Meydana Geldi

Kayseri'de Korkutan Deprem Meydana Geldi

Kayseri'de korkutan deprem halkı geceyi sokaklarda geçirmeye mecbur bı...

Halk TV’de Skandal Çağrı: Amerika İsterse Boğaziçi’ne El Koyabilir

Halk TV’de Skandal Çağrı: Amerika İsterse Boğaziçi...

Halk Tv’de programa konuk olan gazeteci Nur Batur, ABD’nin Boğaziçi Ün...

ABD'de Banka Soyguncularının Kaçış Anları

ABD'de Banka Soyguncularının Kaçış Anları

ABD'de banka soyan hırsızlar kameraya yansıdı.

Alaattin Çakıcı'dan Melih Bulu'ya Mektup

Alaattin Çakıcı'dan Melih Bulu'ya Mektup

Alaattin Çakıcı, Boğaziçi Üniversitesi Rektörü Melih Bulu'ya mektup y...

Tekelti Dağı'nda Kartpostallık Görüntüler Oluştu

Tekelti Dağı'nda Kartpostallık Görüntüler Oluştu

Doğu Anadolu Bölgesi'nde etkili olan kar yağışıyla beyaza bürünen Teke...

Sağlık Personellerine Saldırı Kamerada

Sağlık Personellerine Saldırı Kamerada

Gaziantep'te koronavirüs sebebiyle ölen bir kişinin yakınları sağlık p...

Kovid-19'dan Ölen Kişinin Yakınları Dehşet Saçtı

Kovid-19'dan Ölen Kişinin Yakınları Dehşet Saçtı

Gaziantep’te, kovid-19'dan hayatını kaybeden şahsın yakınları sa...

Kısıtlamalara Aldırış Etmeyen Vatandaşlar Sahilin Yolunu Tuttu

Kısıtlamalara Aldırış Etmeyen Vatandaşlar Sahilin...

İstanbul'da kısıtlamalara aldırış etmeyen bazı vatandaşlar soluğu Bebe...

Türk ve Azerbaycan Ordusu'ndan Ortak Tatbikat

Türk ve Azerbaycan Ordusu'ndan Ortak Tatbikat

Azerbaycan ve Türk ortak eğitim verildi. Tatbikatta Statik Atlayış Eği...

Milli Savunma Bakanlığı'ndan Durgun Sulardan Geçiş Tatbikatı

Milli Savunma Bakanlığı'ndan Durgun Sulardan Geçiş...

Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Kırklareli'de Durgun Sulardan Geçiş Tat...

CHP'li Sunucu Ayşenur Arslan'dan CHP'ye Tepki

CHP'li Sunucu Ayşenur Arslan'dan CHP'ye Tepki

CHP'nin HDP ile ittifak görüşmelerinin ardından ortak açıklama yapmak...

Karadeniz'de Hamsi Avı Tekrar Başladı

Karadeniz'de Hamsi Avı Tekrar Başladı

Bir aylık aranın ardından Karadeniz'de hamsi avı yeniden başladı.

'Kim Milyoner Olmak İster'de Doktorun 'Omurilik Sarımsağı' Yanıtı Alay Konusu Oldu

'Kim Milyoner Olmak İster'de Doktorun 'Omurilik Sa...

Kim Milyoner Olmak İster'de doktor jokerin 'Hangisi beyindeki bir böl...