Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
ABD, PKK Devletini Kurdu
Erdal Şimşek
ABD, PKK Devletini Kurdu
03.08.2020 Pazartesi 18:15

Türkiye, Doğu Akdeniz ve Yunanistan ile uğraşırken, ABD, güneyimizde inanılmaz muazzam bir kazı attı Türkiye’ye.

Kurban, bayram ziyaretleri ve akabinde yaşadığım klima çarpması ile gündeki iki üç gün takip edemedim. ABD, bu bayram süresinde Türkiye’ye attığı kazık maalesef hiçbir medya organımız tarafından görülmedi. Hadi kendini muhalif diye tesmiye eden ABD vakıflarının fonladığı solcu Besleme Medya Türkiye’nin değil, kendilerini besleyen emperyalistlerin çıkarlarının yanında yer aldığını biliyoruz. Peki, Türkiye’nin çıkarlarını savunduğunu iddia eden “yerli medya” neden bu olayı atladı, kamuoyu ila paylaşmadı ona şaşarım?

Sonra, “neden gazetelerimiz okunmuyor?” sorusuna canhıraş bir şekilde cevap arıyorlar.

Bu gece (2 Ağustos) baş dönmesi ve mide bulantısı hafifleyince internetten gelişmelere bakınca yaşanan fecaati gördüm. Tam iki gün önce ABD Türkiye’ye öyle bir kazık atmış ki çıkarabilene aşk olsun.

ABD Başkanı General Mazlum dediği onlarca asker, polis ve sivili katleden ve Abdullah Öcalan’ın “Manevi oğlum” dediği Şahin Cilo kod (Mazlum Kobani yeni kod terörist) ile bir petrol anlaşması imzaladı. Bu anlaşma, PKK devletinin kuruluşunun resmidir. Hiç lafı evelemeye gevelemeye gerek yok. Bu anlaşma, PKK terör devletinin kuruluşudur.

Amerika Birleşik Devletleri, 29 Temmuz’da yaptığı anlaşma ile güney sınırımızda resmen Terör devleti kurdu. Şahin Cilo ya da Mazlum Abdi veya Mazlum Kobani adlı terörist, şu anda ABD’nin Ortadoğu’daki en büyük müttefiki.

Bu şahıs, Türkiye’de onlarca insanı katletmiş bir çok terör eylemi yapmasına ve INTERPOL tarafından aranmasına rağmen NATO’da müttefikimiz olan ve uluslararası anlaşmaları bağlı olduğunu iddia eden ABD tarafından meşru bir kişilik görüldüğü gibi kendisine bir terör devleti de hediye edildi.

Sadece ABD değil, NATO’deki bütün müttefiklerimiz (özellikle Batı Avrupa ve Kanada) bu teröristlerle her türlü ilişkileri geliştiriyorlar. Ve bu terörist öyle gizli saklı dolaşmıyor. Türkiye, onun gün gün nerede ne yaptığını biliyor. Hatta çok daha net ve kesin bilgiyi söyleyeyim, Türkiye, Şahin Cilo adlı katil teröristin günlük giydiği iç çamaşırının üzerindeki etiketi dahi biliyor. Ve Türkiye, Uluslararası hukuktan doğan hakkını bu teröristle ilgili nedense kullanmıyor. Yani operasyon yapmıyor. PKK’nın bütün kademelerindeki teröristleri gördüğü anda etkisiz hale getiren Türkiye Cumhuriyeti, nedense Mazlum Kobani kod Şahin Cilo’yu etkisiz hale getirmiyor. Şunu çok açık net iddia ediyorum, SİHA’ların uçuş mesafesini de göz önünde bulundurarak söyleyeyim, Türkiye istese Şahin Cilo’yu maksimum iki saat içerisinde buharlaştırır. Hem bu güce, bu istihbarat yeteneğine hem de uluslararası hukukun verdiği meşru hakka sahip. Ama nedense Şahin Cilo’ya herhangi bir operasyon yapılmıyor.

Esas sinirleri alt üst edici durum ise FETÖ terör örgütünün propaganda organı olan Al Monitor’da yine FETÖCÜ terörist Amberin Zaman’ın yazdığına göre, ABD’nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffry, bu anlaşma ile ilgili Türkiye’yi bilgilendiriyor ve Türkiye bu anlaşmaya herhangi bir tepki göstermiyor. Bu yazıyı kaleme aldığım gecenn bu saatine kadar Türkiye hala bu anlaşmaya bir tepki göstermemiş.

Şimdi gelelim ABD ile BAE'’nin ortaklaşa kurdukları terör devletinin temelini oluşturan anlaşmaya.

ABD’nin Delta Crescent Energy LLC isimli petrol şirketi, Suriye Demokratik Güçleri adını kullanan terör örgütü PKK’nin başı Şahin Cilo/Ferhat Abdi Şahin/Mazlum Kobani/Ferhat Mazlum Abdi kod terörist ile petrol çıkarma, işletme ve pazarlama anlaşması imzalıyor.

Yani burnumuzun dibinde kurulan terör koridoruna can damarı bağlanıyor. Bu anlaşmadan Rusya da haberdar ve Rusya da herhangi bir tepki göstermiyor.

Burada Bir diğer karanlık ve o kadar da ilgi çekici olan nokta ise anlaşmayı yapan şirket.

ABD’nin Delaware isimli eyaletinde bulunuyor. Maryland ile New Jersey arasında bulunan denize kıyısı olan bir eyalet. Bu şirketle ilgili kamuoyunda neredeyse hiçbir bilgi yok. Uzun süren internet araştırmalarında ancak bulabiliyorsunuz birkaç suya trit bilgi bulunuyor.

Şirket, pek bilinmemesine rağmen araştırmayı derinleştirdikçe, Ortadoğu’yu resmen bir örümcek ağı gibi sarıldığı ortaya çıkıyor. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) şirketin Ortadoğu’da yürüttüğü operasyonların merkezi durumunda adeta. Irak’ın güney bölgesindeki güçlü petrol kuyularının tamamını bu şirket satın alıp işletiyor. Basra Körfezi’ndeki petrol tankerlerinin trafiğinin yarısından fazlası bu şirkete ait.

Delta Crescent'ın başında üç kişi görünüyor: John Dorrier, Jim Reese ve James Cain.

Bu üç isim birbirinden ilginç. ABD içinde bir çok etkin firmalara sahipler. Özellikle güvenlik şirketlerinde tam anlamı ile söz sahibidirler

En ilginç isim ise John Dorrier. Dorrier, AB ambargosuna kadar Esad ile Suriye’nin Kuzeydoğusunda (Türkiyenin sınırı. Bugünü terör koridoru) bulunan petrol rezervleri ile ilgili anlaşma yapan Gulfsands Petroleum'un kurucusu ve eski genel müdürü…

Bu kadar girift ilişkileri olan Dorrier, ABD’nin Suriye’ye uyguladığı ambargoyu da deliyor. Delta Crescent, ABD Hazine Bakanlığı'nın Dış Varlık Kontrolü Ofisi'nden (OFAC) Suriye'ye karşı yaptırımlar nedeniyle gerekli olan bir feragat almayı başarıyor…

Şimdi sıkı durun. Dorrier’in ortadoğu’da en yakın olduğu isimlerden biri de ABD tarafından Irak Başbakanlık koltuğuna oturtulan Mustafa El Kazımi’dir.

Delta Cresent, bu petrolü Şam veya Türkiye üzerinden satamayacağı kesin. Tek yer kalıyor, Irak’ın Kürdistan Bölgesel Yönetimi üzerinden dünyaya bu petrolü taşıması. Ve Türkiye Kaplan Pençe hanekatını bu bölgeye kaydırmasının sebebi şimdi çok net bir şekilde anlaşılıyor. Türkiye, Irak Suriye sınırını oluşturan Sincar (Şengal) Bölgesi’nde güvenlik kontrolünü ele geçirirse ABD’nin bu operasyonu da boşa çıkacağı kuşkusuzdur.

Birleşik Arap Emirlikleri, ABD ve Delta Cresent, PKK’YPG’nin başı terörist Şahin Cilo ile yaptığı sözleşmeyle PKK terör devleti’koridorunun temelini attı. Ve belirttiğim gibi Bu yazıyı bitirdiğim saate kadar Türkiye’de bu anlaşma ile ilgili bir açıklama gelmedi.

Suriye’deki PKK yapılanmasını Barzani yönetimi de karşı. Ve Türkiye, bazı paradigmalarından az geçip Ortadoğu’daki en iyi ilişki kurabalieceği Kürdistan Bölgesel Yönetimi ile bir an önce ilişkileri geliştirerek PKK yapılanmasını engellemelidir.

NOT: Yazımız yayımlandıktan sonra Dışişleri Bakanlığımız tarafından bu anlaşmayı protesto eden bir açıklama geldi.