Haber 365
Haberlere Hızlı Erişin Son Dakika Haberleri ve Gelişmeleri Anında, Herkesten Önce Öğrenmek İçin;
Takip Et
ABD Dış Politikasının Şekillendirilmesi
Hasan Birgül
ABD Dış Politikasının Şekillendirilmesi
30.11.2020 Pazartesi 11:06

Operalar, çok sayıda ve birbirinden görünüşte farklı unsurların uyumlu bir birleşimidir. Partisyon, libretto, şancılar, dekorlar, orkestra, şef, sahne yönetmenleri, tanıtım, bilet satışları, provalar bunlar bir birleşimdir ve asla ayrılmaz bütün olarak sahne alırlar. Benzeri şekilde, dış politika da aralarında Başkan, Dışişleri Bakanlığı, Pentagon, CIA, Kongre ve Ulusal Güvenlik Konseyi’nin bulunduğu bir dizi devlet kurumu arasındaki karmaşık etkileşimden ortaya çıkmaktadır. Kısacası, dış politikayı şekillendiren genellikle tepeden aşağı bir tarzda hareket eden küçük bir elit grubu oluşturur. Bu elit grubu tüm sahnenin kendisinin olmasını tercih etmekte, yan rollerde ise mümkün olduğunca küçük bir şancı kadrosuna yer vermeye gayret eder. Henry Kissinger basına verdiği bir demecinde şu cümleleri aktarmıştır; ABD Dışişleri Bakanı kimi dönemlerde dış politikanın en etkili mimarıdır. Dış Politikanın geliştirilmesinde ve kritik pozisyonlarda yürütülmesinde ABD Başkanı’ndan daha etkilidirler, demiştir. ABD’nin 46. Başkanı Joe Biden ‘ın izleyeceği dış politika ve bu politikanın başarı olasılığı üzerinde düşünürken, ABD'nin Soğuk Savaş bittikten sonra dış politika alanında Kissinger'ın deyimiyle karşılaştığı '’Paradigma Krizini'’ de göz önüne almamız gerekir. ABD’nin Eski Dışişleri Bakanı Maddeline Albright, Amerika Birleşik Devletleri'ni yirmi yıldan fazla bir süre önce “Vazgeçilmez Aktör’’ olarak nitelendirmişti. Trump dönemi bu süper güç diplomasisi yerle bir olmuştu. Joe Biden ‘ın Antony Blinken'i Dışişleri bakanı olarak aday göstermesi ve Jake Sullivan'ı da ulusal güvenlik danışmanı olarak ataması haberi, gelecek dönem ABD dış politikası hakkında alarm zilleri çalıyor demektir. Grand Strateji Ne Demek?  Grand strateji, bir ulus-devletin güvenliğini sağlamak için oluşturduğu büyük stratejiye denmektedir. Biden Biz Amerika’yız nağraları boşuna atmıyor. Bu arada, Joe Biden'in ABD başkanlık seçimlerinde kazanmasının açıklanmasından bu yana Avrupa ve Arap dünyasında bir iyimserlik durumu söz konusudur. Şaşırdık mı? Hayır! Joe Biden, Amerika’nın 46. Başkanı oldu. En yaşlı ve en fazla oy alan Başkan olma özelliğine de sahip olan Biden da tıpkı Trump gibi oldukça sansasyonel bir isim olma özelliğine sahip. Biden ‘ın fiziksel ve zihinsel sağlığı hakkında yapılan yorumlar ise oldukça tartışmalı bir konu olarak önümüzdeki günlerde konuşulacağa benziyor. ABD Dış Politikası ve Ulusal güvenlik bu yüzden ABD Grand Stratejiyi önemseyen kişilere emanet edilmiş olabilir. Biden tarafından Dışişleri Bakanı olarak açıklanan Antony Blinken halka yaptığı ilk konuşmasında dünya sahnesinde “Eşit derecede mütevazı ve kendinden emin” olma ihtiyacından bahsederken aynı zamanda da Amerikan tarihini “Dünya üzerindeki en iyi ve en son umudu’’ olarak övdü. “Başkalarıyla ortaklık kurmamız gerekir” açıklamasını yaptı. Bu açıklamalar aslında bir sistemin oluşmaya başladığını göstermektedir.

Diplomasinin Tanıdık Yüzü

58 yaşındaki Antony Blinken, yabancı diplomatlar tarafından iyi tanınan ve onay almak zorunda olduğu Senato'da Cumhuriyetçiler ’in de desteğini kazanabilecek ılımlı biri olarak kabul ediliyor. Blinken’ın geçmişine bakıldığında ise diplomasi dünyası ile her zaman iç içe olduğu görülmektedir. Liseyi Paris'te okuyan Blinken, Harvard'dan ve Columbia'dan lisans derecesi almıştır. Kendisi de bir Harvard mezunu olan Blinken’ın babası ABD'nin Macaristan Büyükelçisi olarak hizmet veren bir yatırım bankacısıydı. Üvey babası ise Holokost'tan sağ kurtulan ünlü bir Yahudi avukattı.

Blinken, 1993 yılında Dışişleri Bakanlığının Avrupa politikası bürosunda işe girmeden önce, bir gazeteci ya da film yapımcısı olmak en büyük isteğiydi. Mezuniyet sonrasında avukatlık ve kısa bir sürede gazetecilik yaptıktan sonra Bill Clinton yönetimi sırasında Ulusal Güvenlik Konseyinde görev aldı. Başkan Clinton’ın dış politika konuşma yazarı olarak medya becerilerini geliştirdi ve daha sonra Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyindeki Avrupa ve Kanada politikasını yönetti. Biden senato başkanı olduğunda Senato Dış İlişkiler Komitesinin Demokrat Personel Müdürü olarak Capitol Hill'de bulundu. Obama yıllarında Blinken, ulusal güvenlik danışman yardımcısı ve dışişleri bakan yardımcısı olarak görev yaptı. Onu tanıyanlar Blinken’i “cilalı”, “pürüzsüz” ve “nazik” gibi kelimelerle tanımlamaktadır. Blinken, 2020 başkanlık seçim kampanyası sırasında Biden ‘ın dış politikasının görünün yüzü oldu ve ABD'nin Donald Trump'ın “America First” yaklaşımıyla yıpranan ittifaklarını yeniden kurma ihtiyacı gibi görüşleri savundu. Blinken ayrıca ABD'nin İran nükleer anlaşmasına yeniden katılmasının önde gelen savunucularından biridir. Satrancı kimle oynayacağız yakından inceleyelim saygı değer okurlar. Biden ile yıllardır çalışan Blinken, uluslararası ittifaklara öncelik vermek, İran nükleer anlaşmasına geri dönmek, çok taraflı anlaşmalara ve örgütlere yeniden katılmak ve İsrail'e güçlü bir destek vermek gibi dış politika konularında sistemini oluşturdu.

KRİTİK İSİM: JAKE SULLIVAN

Clinton'ın özel kalem müdürü yardımcısı olarak görev yapan Jake Sullivan, İran nükleer görüşmelerinde de baş müzakereci olarak görev aldı. 44 yaşındaki Sullivan, yıllar sonra bu göreve getirilen en genç yetkili olacak. Türkiye'yi yakından tanıyan bir isim olan Sullivan, 2018 yılında Türkiye'nin ABD'yle yaşadığı YPG gerilimiyle ilgili "Türkiye kontrolden çıktı. ABD'nin bunu söylemesinin vakti geldi" açıklamasını yapmıştı. Obama döneminde Dışişleri Bakan yardımcısı ve Ulusal güvenlik danışmanı yardımcısı olarak görev yapan Antony Blinken ile Dışişleri Bakanlığında politika ve planlamadan sorumlu direktör olarak görev yapan Jake Sullivan’ın ABD dış politikasına yön veren kilit pozisyonlara getirilmesi, Biden ‘ın eski çalışma arkadaşlarıyla, yani Obama’nın mirasını tekrar canlandırılacağı gözlemlenmektedir. Savaş karşıtı grup Codepink'in kurucu ortağı Medea Benjamin, Biden ‘ın Blinken'ı Dışişleri Bakanlığı Başkanı olarak ve Jake Sullivan’ı seçmesinin, ABD dış politikasının yeni bir dönemine girmek istemediğini, bunun yerine Trump öncesi dünyaya geri adım atmaya çalıştığını net olarak görmekteyiz. Biden döneminde, Obama benzeri bir dış siyaset göreceğiz fakat daha sinsi ve planlı bir dış politikayla karşılaşabiliriz. Joe Biden, ilk etapta ABD iç siyasetindeki otoriterleşmeyi çözdükten sonra, başka ülkelerde yükselen popülizm ve otoriterleşme dalgalarını çözme odaklı bir dış politikayla geliyor. Türkiye için iyi haber ise Biden ‘ın dış politika ajandasındaki en önemli maddelerden birisinin kişisel ilişkilerden ziyade diplomasi üzerinden dış politika yapılacağı vurgusu olumlu olarak algılar vermeye çalışsa da gerçekleri 20 Ocaktan sonra göreceğimiz kesin saygı değer okurlar. ABD Fabrika ayarlarına dönmeye başladı demek çok doğru olacak. Türkiye’nin bölgede yükselen değer olması ve Rusya ile ilişkiler ABD’yi zorlayacağa benziyor. Stratejik ortağımız mı desem sinsi ortağımız daha uygun olacak yeni sisteminde Türkiye ile nasıl bir başlangıç yapacak merakla beklenmektedir.